Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '13

 
Kategori
Hukuk
 

Hani kanıtlamak, ileri sürene aitti!

Hani kanıtlamak, ileri sürene aitti!
 

İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. (V. Hugo) Görsel alıntıdır.


Şiddete maruz kaldığımızda şikâyet edip, bu şikâyeti yargıda da devam ettirmemiz gerekiyor.

Sanki şiddet yalnızca “beni” mağdur ediyor da bunu görmek zorunda kalanlar bundan hiç etkilenmiyor, toplum mağdur olmuyor(!)

*

Daha vahim olanı, şiddete maruz kalan ya hayatını kaybetse?…

Davayı takip etmek için yattığı yerden mi kalkacak?!

*

Sanığın yaralama eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 86/1, 3 c maddeleri gereğince suçun işleniş şekli, sanığın durumu ve koşulları göz önüne alınarak 1 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına,

Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere Türk Milleti Adına…

Karar verilir.

İyi güzel.

*

Ama can sıkıcı yanı:

AB ülkelerinde yaralama eyleminden suçlu biri, elini kolunu sallayarak serbestçe dolaşamazken bizde hapsedilmesi yasakmış!…

Evet, yanlış okumadınız suç yargı kararıyla sabit olsa bile hapis yok…

Bir başka ifadeyle sokakta dolaşanların bir kısmı “yaralama” suçundan sabıkalı ama ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşıyor.

Hani gazetelerdeki üçüncü sayfa haberlerine sinirleniriz ya,

İnanın sizin ya da benim,

Bir yakınımızın başına gelme olasılığının hiç de uzak olmadığını artık yargı kararıyla da biliyorum.

*

Asıl düşündürücü olan yargılama sürecinde,

Sanığın “hakaret” suçlamasından beraat ediyor olması…

Gerekçe mi?:

“Sanığın müştekiye hakaret ettiğine ilişkin delil elde edilememesi…”

Güldüm, güldüm…

İsterseniz siz ağlayın!

Adam duruşmada bile hakaretlerini, asılsız isnat ve iftiralarını hakim karşısında da “edepsizce” sürdürüyor.

Yargı makamı bu edepsizliğe "dur!" diyeceği yerde dönüyor,

Mağdur olana “konuşma!” diyebiliyor.

*

Şimdi siz söyleyin, bu durumda "sanığın müştekiye hakaret ettiğine ilişkin delilller" tam da yargı makamının önünde bir kez daha alenen olayı doğrular nitelikte cereyan etmiyor mu?

1- Sanık önce “iyi akşamlar” demiş…

Ardından yumruğu indirmiş…

Sonunda da “af edersin” deyip çiçek vermiş, öyle mi?!

2- Bundan daha “elim” olanı ise saldırgan hakkında hafifletici sebeplerden biri olarak kabul edilen;

“Mağdurun yani yaralananın, yani hakarete uğrayanın uygun olmayacak biçimde cevap vermesi”.

*

İlki, yani saldırgan tarafından hakaret ve tehdit duruşma sürecinde bile “her şeyiyle” ortadayken "malumu (bilineni)" görmezden gelen ve delil elde edilemediğinden söz edebilen bir yargı kararı… (Yaralama adli tıp raporuyla sabittir, kanıtlanmıştır ve mahkemeye sunulmuştur.)

İkincisi tamamen uydurma: Bırakın delili, fiilen bile olanaksızken, mağdurun cevap vermesi söz konusu bile değilken; hafifletici sebep sayılması!

*

Demek istediğim; saldırganı cezalandırmaktan ziyade ıslah etmek için hafifletici sebepler bulunsun ama mağdur olana yani saldırıya uğrayıp hakarete maruz kalana “asılsız, isnat ve iftiralar” atarak değil!

Sanığın onurunu koruyalım, bunu da anlıyorum,

Ama mağdur da en az saldırgan kadar “insan ve onurlu” değil mi?

 
Toplam blog
: 276
: 1102
Kayıt tarihi
: 19.11.12
 
 

Evli, 2 evlat babası, 1965'te doğdu, inançlı, müziksever, insansever, yurtsever, iyi yüzer, ünive..