- Kategori
- Siyaset
Haram iftar sofraları...
Televizyonlar yayınladı.Hepiniz gibi bende tiksinti içinde seyrettim…
Haber yapmak için seyrettim,yoksa kapatırdım.
Daha sonra ulusal gazetelerden aldığım bilgilere göre ;
Sarayda ki iftara milyonlar harcanmış.Gelelim küçüklere.
Belediyeler –çeşitli kuruluşlar Ramazan nedeniyle sözde iftar veriyor.
Koca meydanlara beyaz örtülü, şık, yüzlerce yemek masası kuruluyor.
Beş yıldızlı otel lüksüyle donatılıyor.
Partili hanımlar ve beyler, bu masaların çevresine diziliyor.
Beyaz gömlekli, papyonlu garsonlar, bu “israf sofrası”nın
başındaki beleşçi yandaşlara gece boyunca hizmet ediyorlar.
Şık tabaklarda hazırlanan iftariyeler
garsonlar tarafından masalara servis ediliyor.Sonrası ;
Masaların etrafındaki beş yüz, iftar saati gelene kadar
kameralara poz verip,i.
Sonra da hep birlik beleş kumanyalara saldırıyorlar.
Aralarında, başkalarının iftarına muhtaç tek bir kişi bile yoktur.
Onlar, iftarını böylesine bir şatafat içinde sözde “eda” ederken,
oruçtan değil ama parasızlıktan mideleri sürekli zil çalan
onlarca gariban,kendilerini yalanarak ve yutkunarak izledi.
Bunun Dindeki yerini söyleyin ey dürüst insanlar…
Böyle iftarlara koşarak gidenlere sesleniyorum…
Beyler ,beleş yemeğe koşanlar siyasi içerikli
bu iftar;dinimizin ruhuna ve geleneklerimize aykırı...
Ramazan nefsin terbiye edilmesidir;bunlar ülkenin
görüp görebileceği en büyük
terbiyesizliğe ve görgüsüzlüğe imza atiyorlar..
Ramazan paylaşmaktır; bunlar
etraflarındaki açları görmezden geldiler .
Ramazan tevazudur; bunlar soyluluk yarışına girdiler.
açların ve yoksulların hâlini anlamaktır;
bunlar tokların ve zenginlerin hâlini anladılar!
Ramazan hoşgörüdür; bunlar Taksim direnişçilerinin
kendi ceplerinden kurdukları halk sofralarıyla inatlaştılar.
Ramazan gerekirse az ama helal beslenmektir;
bunlar belediyenin esnaftan zorla topladığı
“sponsorluk bedelleri”yle alınan “haram”ları yediler.
Ramazan barıştır; bunlar kavgayı devam ettirmek için kullandılar.
Yıllardır davetli olduğum kuruluşların bile iftar davetlerine gitmedim.
Gitmem. Çünkü orada haram yiyeceğimi bilirim.
Gerçek dindarların vicdanlarına havale ediyorum.
Hani, kuraldır; yiyene “Afiyet olsun” denir ya...
Artık bunlara ne dersiniz, ona da siz karar verin!
O yüzsüzlere ben derim ki haramdır ,HARAM….
ozcanvural33@hotmail.com