- Kategori
- Alışveriş - Moda
Hasretten düşen sevdalar
HASRETTEN DÜŞEN SEVDA KIRINTILARI
Biz ikimiz birlikte neleri paylaşmadık. Gün geldi bir dilim kuru ekmeği gün geldi bal böreği paylaştıkta bir sevgiyi paylaşamadık. Ne zaman sevsek illaki kırdık döktük birbirimizi kimi kalbimizi kimi gururumuzu zaman zaman gururumuz öne geçti de kalbimizi tamir etmeye vakit bulamadık. Sevgimizi bir gurura feda ettik. Sanki hiç bitmeyecek gibi harcadık bir pula sattık acımadan.
Taki hasret acısından nefes alamaz hale geldik o zaman hatırladık bizi..heyhat geçmiş gitmiş sevgi bizden. Boşuna artık hayıflanmalar, dövünmeler, pişmanlıklar kol gezse de etrafımızda boşuna döndüremeyiz geçen zamanı.
Bak aynalara geçen günlerin izleri duruyor yüzünde saçların varya o gece karası saçların karlar yağmış uçlarına biz daha dün gibi desek de aynalar geçen yılları anlatıyor bize. Kah yüzümüzdeki kıvrımlarda kah saçlarınızın dalgasında.
Sahi hatırlıyormuzsun saçlarının dalgasında dolanırdı parmaklarım. Kaybolduğumda katran karası gözlerindeki ışık yol gösterirdi. Saçlarının dalgasından yüreğine giden ömrümün en uzunu en keyifli yoluydu hem kısa hem uzun tadını çıkarıyordum yürürken benden sana her adım sana kavuşmayı her hareketim sana vuslatı müjdelerdi bana.
En büyük mutlulukları yaşadım seni beklerken baktığım uzaklarda. Gözlerimin sevdasıydı ufuklarda oynaşan sarı saçlı kızın sülieti gözlerime misafirdir.
Uykusuz gecelerin saflığına yazdım
bensiz adını
Kirpiğime astım kaç kere seni
Gecelerde rüyalarım yalnız
Hayalin dalgalanır gündüzleri
Yıldızlar yetmez diye güneşi
astım gecene
Saman yolunu serdim ayaklarına da
Hayalimde bile gülmedin bir kere
Duygularım titrerken karşında
Sen gözlerini kaçırdın gözlerimde
Hani zaman demiştik ya biraz zaman yazık zamansızlığa yenik düştük. Denizlerden geçerken cılız bir derede boğulduk ikimiz velhasıl zaman bulamadık bize
Duydum ki geliyormuşsun gittiğin yerden. Neden bu gelişlerin. Hani dönmeyecektin abu hayat olsam bir yudum içmeyecektin. Köprü olsam geçmeyecek yol olsam yürümeyecektin. Gemileri yakmıştın dönmeyecektin geri. Seni döndüren neydi gittiğin yerden. Kapımı çalmayacaktın kalmasa da çalacak kıpın. Bakmayacaktın kalmasa da bakacak yüzün. Sahi neydi döndüren seni yoksa sevdanın yalnızlığı seni de mi yaktı. Aşk ateşinde.
Günleri bitirirken yalnızlık yüreğini mi acıttı, yoksa bildik bir sızı yakanı bırakmadımı. Gördüğün güzellerle yaşadığın sevginin sonunda yüreğinin ucumu sızladı. Mutluluk denizinde kulaç atarken sevdiğinin kıyılarına geçmiş günlerden biri mi düştü yoluna oysa senin için dualar etmiştim sevdiğinin kollarındı mutluluktan nefessiz kalasın diye. En güzel aşkları sen yaşa bensizlik aklına gelmesin rüyalarında kalmamak adına beddualar ettim yine de yaranamadım sana.
Yoksa seni de mi esir etti kendine tanıdık bir ince sızı saçlarının dalgasında mıydı hayali sevdiğinin. Elde güzel çoktur demiştin ya saramadı mı yaranı eldeki güzeller.
Sensiz geçtim yaşadığımız yerlerden gezdiğimiz yollardayım yürüyorum yanımda senli hayallerim dilimde eski bir türkü “Yollar seni gide gide usandım.. Ayağıma diken değdi gül sandım” hayallerin en güzel yerinde burnuma tanıdık bir koku yüreğimi titretti inan. Bakındım da göremedim, yoktun ya tüm güzeller sen tüm kokular sen kokuyor sevdiğim.sabahladım. Gözlerim seher vaktinin güzelliğine vuruldu da başka güzelleri görmez oldu. Sen ben
Ne zaman sevdalı türküler söylesem içimde bir yerler kırılır bir şeyler param parça olur dilim söylemez aklım hatırlamaz olur. Dün gece saate baktım da saatler bile seni geçe de zor bulduğum sabahlarda sana çeğrek kala duruyor. Geceler geçmiyor sabahlar olmuyor sevdiğim sen yabancı kollarda saadeti yaşıyorken ben sensizliği geçe de kalıyorum.
Bilirmisin hep hasretin insanı yiyip bitirdiği söylenir ya ben sensizliği yaşarken mutluluğun kollarında güzelim benden vazgeçemez diye boşuna mağmurlanma güzelim gözlerim kendine başka güzeller buldu da vuslatı kalbime sor dedi.
Dudakların dilimden içtiği şerbetin tadını unuturmu demiştin ya başka tatların hazzında mutluluk dansı ediyor.
Zamansızdı gidişin demiştim ya kim bilir belki de tam zamanıydı gitmelerin, yoksa senden kalan yaraları nasıl sarardı. Güneşin doğuşunu sonsuz bir aşkla seyrederdim. Seher vaktinin bülbülleri şakıyorken aydınlığın en karanlık haline nasıl sevdalanırdı gözlerim.
Belki de tam zamanıydı gitmelerinin dediğin gibi kendime çok iyi baktım kalbimi öyle bir sardım ki yaralarının izleri bile kalmadı. Seni unuttu başka sevdalara yelken bile açtı. Gözü başka güzeller görünce dizlerinin bağı çözülüyor. Etekleri zil çalıyor. Gözlerinin içi gülüyor.
Görsen sen bile inanamazsın yalan diye yeminler edersin ama gerçek o da senin gibi yaşamayı seçti kendine karakışlardan çıkıp yeni baharları yaşıyor.
Lalezarlar yetiştiriyor çoraklaşmış topraklarında. Gülüstandan Şeyda bülbülleri uçuruyor vuslata dair. En güzel sevda sözleri dilinden düşmüyor. Sevdiğinin gülcemaline methiyeler düzüyor. Görüyorsun ya hayat devam ediyor. Sen orada mutlu ben burada mutlu. İmkânsız olamaz diyen ellere inat… yaşıyoruz kendi mutluluğumuzu.