Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hava alanında panik

Hava alanında panik
 

Dün kızım, İzmir havaalanına bıraktı. Alan arabalarından alıp iki valizimi (çekçek çanta biri orta boy diğeri daha küçük) bilgisayarım, kalın bir poşet içinde hediye edilen bir duvar saatini yerleştirdi ve vedalaştık. Ankara’ya gideceğim için soğuktur diye üzerime hırka ve anorak giymiştim, çıkartıp elime aldım. Anadolu Jet reyonuna gelip görevliye çantaları verince : “Efendim tartı fazlanız var ) yüz TL ye yakın ödemeniz olacak, isterseniz içinden bazı şeyleri çıkartın. Küçük çantayı açıp kırılacak cam eşyaları çıkarttım. Hâlbuki o çantadan daha büyükleri, yolcular ellerinde uçağa soktular. Keşke ben de yanıma alsaydım. Bir sürü eşya ile kalakaldım. Sağ olsunlar yolculardan bazıları eşyalarıma yardım etti uçağa bindik.

Uçak Ankara Hava Alanına geldiğinde yine panikledim bu eşyaları nasıl indireceğim diye sızlanırken yanımda Yurt dışından gelen bir genç : “Merak etmeyin ben yardım ederim ”dedi.

Körü körüne güvenmek bazen insanı acıların içine sürükleyebilir. Ama yanımda oturan genç yolcuyu tanımamama rağmen, içimden bir ses ona güvenebileceğimi fısıldadı bana. Güvenmek, bir şeye inanmak, ondan emin olmak ve bunu eyleme dönüştürmektir. Güven duygusu kolay kazanılmaz ve eyleme dönüşmesi çoğu kez zaman alır. Güvenin kaybedilmesi ise çok kolaydır, bir anda olur.        

Bilgisayarımı vermek istememe rağmen aldı, diğer eline paketlerimi alarak uçaktan çıkışa geldik, çok kalabalık vardı. Herkes aktarma uçaklara ve servislere yetişmeye çalışıyordu. Tam valizleri alacağımız yere geldik birden bilgisayarı taşıyan genci kaybettim, oraya buraya panik içinde koşuşturmaya başladım ve “Gitti bilgisayar ben ne yapacağım şimdi, boşuna güvendin, ama inşallah güvenim boşa çıkmaz” diye sızlanıyordum. Aradan 10 dakika geçti tam polise gidecektim ki: Anonstan Nahide Çelebi Lütfen danışmaya geliniz” sesi yükseldi. Danışmaya koştum genç orada idi, meğer oda beni kaybetmiş arıyormuş. İsmimi de bilmediği için önce anons ettirememiş, sonra kılıfı açıp içine bakınca ismimin yazılı olduğu kâğıdı görmüş ve anons ettirmiş. Kendisi de Trabzon uçağına yetişecekmiş. Beni görünce bilgisayarı elime tutuşturdu. Sevinçle sarılıp öptüm ve: “Nesli tükenmemiş güzel insan. Güvenimi boşa çıkartmadınız, size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum, sağ olun yavrum yolunuz açık olsun.” Dedim. Elime öperek koşarak uçağına yetişti. Güvenilir, güzel ahlaklı insanların çoğalması dileği ile selam ve sevgiler.

NAHİDE ÇELEBİ

  

 
Toplam blog
: 1977
: 1045
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

Erzurum doğumlu, Ankara'da yaşıyor. D.T.C.F mezunu, emekli lise öğretmeni, evli, 2 çocuklu. "İsya..