Havada kar kokusu olunca...

Kış mevsiminde kar yağar. Bundan da doğal bir şey olamaz. Hatta bazen hiç kar yağmaz denilen yerlere bile kış mevsiminde kar yağdığı görülmüştür.

 Kar yağışının hayatı zorlaştırdığı zamanlarda olur.

 Önemli olan hazırlıklarımızı önceden yaparak zorlaşan şartlara karşı nasıl önlemler alacağımızı bilmemizdir.

 Düşünün ki yaşamlarını sürekli kar ve kış şartlarında geçiren illerimiz ve başka ülkelerde bulunmaktadır.

 Bu illerimiz de ve zorlu kış şartlarını yaşayan ülkelerin hiç birisinde kar yağdı diye okullar hemen tatil edilmez.

 İş hayatı ve yaşam kesintiye uğramaz.

 Herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalışır.

 Bu ülkelerin hiç birinde gazete ve televizyonlar felaket tellallığı yapmazlar.

 Sadece alınacak önlemleri anlatırlar.

Bir Norveç atasözü der ki “ Kötü hava yoktur, kötü giyinme ve kötü önlemler vardır”

Önlemler alındıktan sonra kötü havanın yaşamı çok fazla etkilemeyeceğini anlatır bize bu atasözü.

Havada kar kokusu varken, kar taneleri henüz uçuşmaya başlamışken basınımız tatil feryatları koparmaya başlamışsa durup düşünmek lazım.

Her kar yağışında, her olumsuz hava koşulunda hayatı durdurursak normal şartlarda bile başının çaresine bakamayacak nesiller yetiştiririz.

Zaten okullarımızda günlük hayatta lazım olacak bilgiler pek fazla öğretilmemektedir.

Örneğin, hangi öğrencimiz doğru dürüst yön tayini yapabilir, hangi öğrencimiz donma anında donmayı geciktirmek için nelerin yapılması gerektiğini bilir, hangi öğrencimiz ilk yardım kurallarını biliyor, hangi öğrencimiz bir deprem anında neler yapması gerektiğini tam anlamı ile biliyor. Örnekleri çoğaltabiliriz.

Ama her öğrencimiz kar yağdığında tatil olacağını çok iyi biliyor.

 Tatil konusunda; özellikle köylerden taşıma yöntemi ile gelen öğrencileri bunların dışında tutuyorum.

Çünkü köy yolları kış mevsiminde risklidir.

Şehir merkezleri gibi önlemler alınmamaktadır.

Tatil olması gereken okullar olacaksa köylerden taşıma merkezlerine gelen öğrenciler tatil edilmelidir. Taşımadan gelen öğrenciler hem riskli yol şartlarında hem de amansız soğukla mücadele ederek okullarına ulaşmaktadırlar.

 Kentlerin sorunları resmi kurumlar tarafından zaten çözülmektedir. Ama köyler öyle değil. Köy yollarına öyle hemen anında müdahale edilememektedir.

Çocuklarımızı doğa koşullarına uygun yetiştirelim.

İçinde bulunduğu koşullara göre yaşamasını bilen çocuklar her koşulda başının çaresine bakabilir.

Basınımızda, kar yağışının bir felaket değil de bir doğa olayı olduğunu ve onunla birlikte nasıl yaşanması gerektiğini anlatmalı.

Yeni bir yazıda buluşmak dileği ile…