Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Nisan '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Hayalin bittiği yerde hayat biter

Bahçeli bir ev hayal ediyorum. Çatı katı benim olsun. Köşe penceresinden bahçemi seyretmek istiyorum. Odası çok olsun. Herkesi misafir edeyim. Sevdiklerim yanımda olsun. Garajım büyük olsun. Son model bir de araba tabii!

Sabahları işe gitmeden önce verandasında ailemle kahvaltı edeyim. Güne iyi başlamam için onları görmeliyim. Kahvaltı masasında sabahın ilk haberlerini alayım. Ailemle bu konuda tatlı bir sabah sabah sohbeti edeyim.

Az sonra saatim bakıp geç kaldığımı farkedeyim. Sohbete öylesine dalmışım ki hiç kalkmak gelmiyor içimden ama, sorumluluklarım var. Farkındayım. Bu işi severek yapıyor olmasaydım, sabah sohbetlerim de bu denli güzel geçmezdi elbet. Bu nedenle kalkıyorum masadan.

GArajımda arabam beni bekliyor. Üzerimde siyah pantolon- ceket takımım var. Ayağımda en sevdiğim siyah ayakkabılarım beni daha da uzun gösteriyor. Arabaya biniyorum. Aynada kendime yeniden bir "Merhaba!" diyorum. Garajdan çıkarken, güneş gözlerimi kamaştırıyor. Gözlüklerimi takmadığımı farkediyorum. Yılbaşında kardeşimin hediyesi güneş gözlüklerimi takarken kardeşim geliyor aklıma. "Bu sene mezun oluyor, benim küçük meleğim!" diyorum kendi kendime ve arabayı çalıştırıyorum.

İşyerine geldiğimde herkese küçük bir tebessüm ediyor ve "Günaydın!" diyorum. Aynı tebessüm ve "Günaydın!" bana geri dönüyor. Güne iyi başlamak için bir tüyo daha: Küçük bir tebessüm ve "Günaydın!". Ofisime giriyorum. Arkamdan asistanım geliyor. O günkü görüşmelerim ve toplantılarım hakkında beni bilgilendiriyor. Ona teşekkür ettikten sonra yanımdan ayrılıyor ve ben de işlerime koyuluyorum.

Önemli bir toplantım var bugün. Bu iş tamamen bana kalmış, bu ihaleyi alabilmemeiz için müşterilerimizi sadece ben ikna edebilirmişim. Biraz zor olsa da iş alıyorum. Zoru başarmak daha bir mutlu ediyor insanı, daha gurur verici oluyor. Tebrikler havada uçuşuyor. "Sena Hanım çok iyiydiniz!", " Sena Hanım, tebrikler!" , "Harikaydınız gerçekten!".

Bu mutlulukla eve geliyorum. Yalnız sabahtan beri bir sorun var. Bugün benim doğumgünüm ve kimsenin haberi yok anlaşılan. Eve giderken mutlu ; fakat kızgınım. Eve geliyorum. Arabamı parkediyorum. Eve giriyorum. AMa her yer karanlık. Evde kimse yok. "Bu kadarına da pes doğrusu, insan doğumgününde yalnız bırakılır mı?" diye sinirlenip kendimi çatı katındaki odama atıyorum.. Ve gözlerime inanamıyorum. Odam hediylerle, süslerle, balonlarla dolu. Ve sevdiğim herkes merdivenlere dizilmiş. "iyi ki doğdun Sena!" diyorlar hep bir ağızdan. Gözlerim doluyor. Sevinç gözyaşları dökülüyor yavaş yavaş. Az, uz değil 29 da böylece bitmiş oluyor.

HAstanedeyim sanırım. Uyandım şimdi. Annem ve babam da odadalar. Başımda bekliyor ikisi de.

Her tarafım ağırıyor. Başım ağrıyor. Çok kötüyüm. Ağrılarım günden güne artıyor. Günden güne daha çok acı çekiyorum. Ölmek üzereyim sanırım. Az kaldı. Direncim azalıyor.

Hayır, daha çok erken. Daha 29 olacağım. Böyle bitemez. Hemen pes etmek bana göre değil.

Gözlerim kapalı, ama duyuyorum, hissediyorum. Annem geliyor yanıma. "Sena, uyan bak!" diyor. Gözerimi açıyorum. Elinde küçük bir pasta var. Arkadaşlarım gelmiş. Gözlerimi açınca hepsi birden "İyi ki doğdun!" diyorlar.

Hepsi bana inanıyor. İyileşmeliyim. Onlar için, kendim için, ailem için, 29 olmak için.

Annem yaşımı soranlara 16 bitti diyor. içimden " 16 değil, 29 bitti "diyorum. "70 bitene kadar pes etmek yok" diyorum. "Bu hayalim gerçekleşene dek pes etmek yok!"

Hayalim için yaşıyorum ben! Gerçek olana kadar da pes etmeye niyetim yok!

Sena Miskioğlu 09.04.2007

 
Toplam blog
: 11
: 1135
Kayıt tarihi
: 10.11.06
 
 

16 yaşındayım. Antakya'da oturuyorum. Hatay Osman Ötken Anadolu Lisesi ikinci sınıf öğrencisiyim. Ha..