Hayallerim renk renk...

Sabaha karşı erkenden uyandım. Bir kahve koydum koyu ve sade. Denizden esen yel yüzümü yalıyor. Yüreğimde hafif bir ürperti serinliyor içim. Notebookumu alıyor, sallanan koltuğumda bilgisayara bir şeyler karalıyorum. Güneş ha doğdu ha doğacak. Muhteşem bu manzarada yaşadığım bu güzellikleri Bana verdiği için Allah’a tekrar tekrar şükrediyorum içimden.

Tam bir cümleyi tamamlayacağım. Bir ses duyuyorum, utangaç, masumane ‘’Dede, senin de mi uykun kaçtı.’’. Bakıyorum torunum Salih. Bir yandan gözlerini ovalıyor bir yandan da konuşuyor.’’ Bana bir süt verebilir misin dedeciğim?’’. Tabii ki canım torunum diyorum. Kalkıyorum beraber mutfağa gidiyoruz. Dolabı açıp, şişeden bir bardak soğuk süt doldurup uzatıyorum Salih’e. Pijamasının üst kısmının arkası dışarda önü içeride, bana gülümseyerek sütünü içiyor. ‘’Saçları da bayağı uzamış keratanın’’ diye içimden geçiriyorum.’’ Babasından bile yakışıklı olacak maşallah ‘’diyorum. Sütünü bitirince saçlarını ovalıyorum, yatağına götürüp, öpüp üstünü ince pikeyle örtüp, verandaya dönüyorum. Koltuğuma oturup tam bilgisayarı kucağıma alacağım bir çift el gözlerimi kapatıyor.’’ ‘’Aşkım, benim’’ diyor. Bakıyorum ki biricik aşkım. Bir öpücükte ondan alıyorum. ‘’Şimdi yazma, beraber manzaranın, bu saatlerin keyfini çıkaralım’’ diyor. Ayağa kalkıyoruz, verandanın bronz korkuluklarına yaslanıp, sarılıp, elele manzaranın keyfini çıkarıyoruz. Tabii ki bir yudum içebildiğim kahvem buz gibi olmuştu. Aklıma geliyor. Kendime yeni kahve yapacağım, sende içer misin aşkım?’’ diyorum.

Evet tahmin ettiğiniz gibi yukarıdaki olay benim hayallerim, artık geçmek istediğim hayat bölümü.

Neler gerçek derseniz manzara ve torun haricinde her şey gerçek. Manzara ve daha önemli si de torun gerçekleşir inşallah. Bu arada kızım ve oğlum hala bekarlar. Ve evlenmelerine de daha çok günler var hayırlısıyla. Ama aşkım 25 yıldır var ve hayat ayırıncaya dek hep olacak inşallah. Sizinde dilekleriniz de ki gibi ‘’Allah ayırmasın’’