Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '13

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Hayallerin içinden

Hayallerin içinden
 

Düşlerimden düşüncelerime intikal eden ahval sonucunda işitmiş olduğum seslerin cihetini tayin etmeye çalıştım. Yapmış olduğum saptamalar göstermekteydi ki, bu bir anlam kazanma ve aynı zamanda da bir anlam kazandırma savaşıydı. Mevcut durum neticesinde, zihinlere işleyen, fakat kalplerden ırak olan bu sözlerde, önce anlam kaybolup gitmiş ve ardından her bir kelime tek tek hecelere bölünmüş ve nihayetinde her bir hece de tek tek harflere bölünerek kendi dünyaları içinde yalnız kalacakları bir âlem zuhur etmişti.

“Dünyaya sırtımı dönüp de gittiğim vakit, ardımda çok şey bıraktığımı fark edememiştim aslında. Ardımda seni kendi dünyanın içinde yalnız bırakmış olmak, bir nevi kendimi mahşer azabına terk etmiş olmaktı. Bu, her daim aşkın ile yanmaktı; yanıp da kül olmaktı.”

Kendi içimde anlam kayması yaşadığım şu günlerde, harflerin bir araya gelerek heceleri ve hecelerin de bir araya gelerek kelimeleri oluşturması neticesinde zuhur edecek olan anlamın yeniden dünyama girmesine o kadar ihtiyacım var ki, anlatamam. Şimdilerde içine düşmüş olduğum bu biçare durumla savaşmakta iken, batıl olanı mana derinliğine hapsetme gayesindeyim. Bu gayeyi kendime tebliğ ettiğim andan itibaren, bu gayeye ulaşma mücadelesi beni bir dünyadan alıp başka bir dünyaya bırakıverdi adeta. İşte şimdi, tam olarak buradayım, kendi dünyamın tam orta yerinde.

“Baktım… Gördüm… Ve işittim… Kâinata ansızın açtım gözlerimi, karanlıklardan münezzeh olan bir sabaha… Ve uyanıverdim içine düşmüş olduğum en derin uykulardan… Ölüp de dirilmiştim adeta… Dirilip de yeniden doğmuştum aslında… Ve semada… Ve yerde… Ve bu ikisi arasında… Hayat, yeniden varlığa bürünmüştü…”

İşte tam olarak bu noktada, hayallerimin içinde, harfler bir araya gelerek heceleri ve heceler de bir araya gelerek kelimeleri oluşturmaya başladı. Yeniden hayat bulduğum bu dünyada, kaybolan anlam, karanlıkları ihtiva eden yokluk âleminden aydınlıkları ihtiva eden varlık âlemine bir geçiş yaptı. Bu andan itibaren, bir hayal başka bir hayali süsledi ve bu, dünyamdan dünyana geçişimin ilk anlarından biri olmuştu sadece.

Geçmişi bu günümden tenzih ederim ki, bu gün, geçmişte göremediğim ve bu gün farkına vardığım en mühim şey, ‘senin hayatımdaki varlığın’ olsa gerek…”

Dünyamdan dünyana her geçişimde bir nefes kadar yaklaşıyordum sana ve sana yaklaştığım her anda batıl olan yok olurken, gerçek olan her şey gün yüzüne çıkıyordu bir anda. Bu savaşı, tüm anlamsızlıkları kendi karanlığı içine hapseden anlam kazanıyordu böylelikle.  

“İşte şimdi, aramıza giren tüm mesafeler ortadan kalktı… Yakın olan zaten yakın iken… Uzak olan da bir hayli yakınlaştı… Ne sema… Ne yer… Ne de bu ikisi arasındakiler… Aşk ile kalbimi kuşatıp varlığa bürünen bu gerçeği, tekrar yokluğa mahkûm edemeyecekler…”    

Hayallerimin içinden geçerekten kazandığım bu savaşı, ancak ve ancak mana derinliği muhafaza edebilirdi. Mana derinliğine sahip olmanın yolu ise yalnızca senden geçiyordu ve bunun başka da bir yolu yoktu ve olmayacaktı da.  

“Hayallerimin içinden… Her bir katre... Islatıverdi gönül sayfamı... Kalemimin ucundan hiç kimselere sormaksızın damlayarak... Gâh beyazlığında karardı bu sayfa... Gâh saflığında kızıla büründü... Bu, bir katre olarak akan şeyin ne olduğuna bağlı idi her zaman... Gâh gözyaşı olup aktı sözlerim... Gâh kan olup damladı... Lakin kalemimin ucundan gönül sayfama bir katre olup akan bu şey... Gözyaşı olsa dahi seni yazdı... Kan olsa dahi hep seni yazdı... Ve her durumda, hep seni yazacaktı…” 

 
Toplam blog
: 102
: 1428
Kayıt tarihi
: 24.06.11
 
 

Çukurova Üniversitesi Maliye Bölümü mezunuyum. 8 Nisan 1987 doğumluyum ve Adana'da Seyhan ilçesin..