Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '17

 
Kategori
Deneme
 

Hayat; her sabah yeniden kurulur...

Hayat her sabah, yeniden kurulur, yeni umut ve bekleyişlerle…

Hayat her sabah, tüm dayatmalara, zulümlere, baskılara, tahakkümlere rağmen yeniden kurulur… İnadına ve inadına kurulur…

Her sabah, yeni bir başlangıcın habercisidir kimi zaman. Kimi zaman, sabahları, insanların hayatın tüm bıkkınlıkları ve zorluklarına göğüs germeyi başardıkları anların başlangıcıdır.

Her sabah, insanlar, kendilerini neyin beklediğini bilemeden gözlerini açarlar yeni günün yeni ışıldayan güneşine…

Bazen sabahların ağaran ilk o insanın içini ısıtan ışıkları, insanların zor kararların alınacağı tatsız anlara ve süreçlere gark olduğunun ilk emareleridir…

Kimi zaman, her sabah, insanlar için umut verici olmayabilir. Tıpkı Irak ve Filistin ya da Afganistan da olduğu gibi…

Ama dedim ya, inadına her sabah hayat yeniden inşa edilir: Sevgi, mutluluk, aşk, sadakat, özveri, sabır, inanç ve tüm kutsal değerlerin üzerine…

Bir işsiz için, her sabah, kahvaltı masasında, içtiği ya da yudumladığı çayın boğazına düğümlendiği, ısırdığı her lokma ekmeğin katık yaptığı her zeytin ve peynirin boğazına dizildiği andır…

 Ve bir işsizin, her sabah, acaba bugün de mi işsiz kalacağım psikolojik baskısı altında, bir ümit ve inançla iş bulabilme gücünü, yeniden ve yeniden test ettiği bir süreçtir.

Özellikle, kriz ve darboğaz günlerinde işsiz için her sabah, daha bedbaht bir güne başlamanın çekilmez ağırlığı ile mücadele etmedir. İnadına mücadele etmedir... Çünkü, yaşamda kalabilmenin ve varlığını sürdürebilmenin erdemi, umut ve inançla bezenmiş mücadele ruhudur.

Kimi anlarda, her sabah, deniz kenarında denize karşı, o nahif manzara karşısında hayal âleminin derinliklerinde kaybolmaktır.

Bazen, her sabah, sabahçı kahvelerinde akşamdan kalmaların, kendilerini tazeledikleri, ustam yap bi “tavşankanı” benzetmelerinin tadında yeni başlangıçlardır…

 Aslında, her sabah, insanların, kendi iç dünyalarında kurguladıkları hayatları tekrarlamaya başlayacakları anlardır…

Kimi anlarda ve yerlerde, her sabah, sevgi, mutluluk, huzur, barış, kardeşlik, dayanışma, birliktelik, tek vücut olmanın tohumlarının yeşerdiği taze başlangıçlardır…

Her sabah, her tip rezaletlerin, pisliklerin, tahakkümlerin, baskıların, maddi ve manevi istismarların, insan hakları ihlallerinin teşekkül ettiği akşamların, yeni günün ışıması ile insanların hiçbir şey olmamış gibi, hayatlarına devam ettikleri anlardır…

Her sabah, yaşam bir umut ve beklenti cihetiyle gözlerin açıldığı ve aynaya iç çekerek baktığımız, son bir yakarıştır…

Bir anne için, her sabah, günlük yaşam içinde ev idaresinin tanzimi, çocukların okullarına gönderilmesi ile başlayan, bitmek bilmeyen rutin işlerin içinde boğulmak ve kaybolmaktır…

Bir de, her sabahın anneler açısından, hayatlarını daha yaşanır kılmak için yüreklerinin taa en içlerinden gelen sevgi, şefkat ve fedakârlıklarının bir manzumesi olan aileyi yeniden kurma tarafı da vardır.

Her sabah, bir işadamı, işveren, finans uzmanı, fabrikatör içinde yeni projelerin, yatırımların, iş alanlarının fizibilite çalışmalarının, heyecanların başlangıcıdır da…

Küreselleşen bu dünyada, her sabah, tüm toplumlar için, her ırklar için, farklı cinsiyetler için, yaşlarının başında ortasında ya da sonunda olanların, farklı renk ve zevklerin; her türlü çeşitliliğin ve zenginliğin, başlangıç veyahut sonudur da…

Acaba? Tüm uluslar, her sabah, hayatı yeniden mi kurar?

Yoksa, kaldıkları yerden mi devam ederler?

İnadına…

 
Toplam blog
: 706
: 83
Kayıt tarihi
: 18.05.16
 
 

Ben, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. Şuan için öze..