Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '11

 
Kategori
Güncel
 

Hayat size 26 yılda verdiklerini 26 sn'de alabilir mi?(Öğretmenlerimiz)

Hayat size 26 yılda verdiklerini 26 sn'de alabilir mi?(Öğretmenlerimiz)
 

Onları çok iyi tanıyın...

22-23 yaşlarındaydılar...

Üniversiteden yeni mezun oldular...

Mezun oldular ama kolay değil hemen öğretmen olmak...

Kpss engeline takıldılar...

Geceyi gündüze katıp kimi 1 sene, kimi 9 sene bekledi...

Fakat sonunda başardılar öğretmen olmayı...

İlk tayin yeri genelde doğu illeridir..

Tercihler başlar...

Ve kafalar karışıktır...

Bir tatafta Hakkari, Şırnak...

Bir tarafta Van, Bitlis ve diğerleri...

Düşünmeye başlarsın.

"Van büyük bir şehir..."

"Havaalanıda var..."

"Direk uçuş varmış..".

"Gece dışarı çıkıp dolaşabilirsiniz..."

Herkes akıl verir...

Ve bütün şehirlerin içinde Van ışıldamaya başlar...

Ataman yapılır sevinçten ağlarsın...

Araştırmaya başlarsın...

İnternetten fotoğraflarına bakarsın...

İlk gittiğinde yabancıdır koca şehir...

Herkes üstüne geliyor gibi hissedersin...

Zordur yolda yalnız yürümek...

Lojmanlar doludur hatta sıra vardır...

Ev bulmanı isterler...

Aldığın maaş bellidir...

350-550 arası bir kiraya ev tutarsın...

Genelde de diğer öğretmen arkadaşlarına yakın bir ev tutarsın...

Hatta aynı apartmanda olmak daha güvende hissettirir sana kendini...

İlçesindeysen, merkeze birlikte gidersiniz...

Gidilen kafe bellidir bütün öğretmenler aynı yerdedir...

Bölgenin koşulları gereği tabi...

Batıda birbirine günaydın bile demeyi çok gören öğretmenler varken doğudakiler kenetlenmiştir...

Ve burada dostluğu, mücadeleyi, yılmamayı, sabrı öğrenirsin...

Küçük şeylerden mutlu olmayı...

Yaşamın aslında sevmekle başladığını...

Seversin yaşadığın yeri...

Sevmek için bir sebep arar ve öğrencilerinin gözlerine bakarsın...

Yeni bir dünya kurmuşsundur kenidine...

Yıllar geçer alışmakla gitmek arasında kalırsın...

Hele birde sevda düşdüyse yüreğine...

Yanı başındaysa sevdiğin...

Alışırsın...

Aşk olur sana heryer...

Boyarsın bütün duvarları...

Hergün yeni bir renkle...

Ta ki sevdiğin gidelim diyene kadar...

Alışkanlıklar devrilir... Gitmek gelir uzaklardan...

Düşündüğün tek şey vardır "İl dışı atama"

Saatleri sayarsın...

Kontenjanlar dolmuştur... Gidemezsin...

Her seferinde yeniden alışmaktan yorulmuşsundur...

Hayalindeki yuvayı doğduğun şehirden 2000 km uzakta kurarsın...

Evlilik en büyük meydan okumadır hayata...

Daha güçlü yapar seni...

Daha çok çalışırsın...

Anılar biriktirirsiniz birlikte...

Gitmeyi denersin...

Kontenjanlar doludur... Gidemezsin...

Ve yeni biri girer hayatınıza...

Aşkınızın kanlı canlı hali...

Minicik elleriyle tutunur parmaklarınıza...

Onun hayatıdır artık hayatınız...

Tek nedeninizdir onun mutluluğu...

İyi okullarda okusun istersiniz...

Gitmeyi denersiniz...

Kontenjanlar doludur... Gidemezsiniz...

Egemen güçlerin projeleri...

Kandırılmaya çalışan halk...

Helikopter sesleri...

Kapkara bir okyanusta küçük bir adadır yarattığın...

Gelecek gözlerinin önünde ağlarken...

Geçmişini unutursun...

Akrabalar, arkadaşlar, teyzeler...

Uzaklarda seni bekleyen huzur olmuştur...

Bayramdı... Yaz tatilydi derken yılda bir kaç kez uğrarsın...

O annene sarıldığın an!

İşte o an kara okyanuslar akar gider paçalarından...

Yaşamak denen şey bu olsa gerek...

Her seferinde daha heycanlı anlatırsın aşkınızı...

Torunlarına doyamadan onlar... Çeker gidersin...

Olman gereken yere...

Şehrin anlaşılmaz gürültüsü sana bilenirken, kaçamak saatlerin vardır...

Kaçamakların en güzelide bir pazar kahvaltısı...

İstediğin saatte kalkarsın...

En büyük eğlencenizdir pazar kahvaltılarını birlikte hazırlamak...

O masaya birlikte oturmak...

Sonra Şehir ağlar... Şehir yıkılır...

Tek kurtuluşunuzdur...

O masanın altına birlikte girmek...

Çocuğunu eşini kollarının arasına almak...

Yerin ayaklarının altından kayıp gittğini farkedersin...

Seni sıkıştran beton yığınlarını...

Sırtlarsın...

Haykırırsın "Allahım bana güç ver" diye...

Çok güçlü olmak istersin...

Çocukken üzerine yığdığın minderleri fırlatıp attığın gibi...

Herşeyi kaldırmak... Kaldırıp atmak...

En acısıda sevdiklerin altında nefes alamazken...

Herşeyin sorumlusunun sen olduğunu düşünürsün...

Eziyorsundur... Yaşattıklarını... Hayat verdiklerini...

Hiçbir şey yapamamak...

Bir ışık, bir ses...

Beklemek...

Beklemek...

Beklerken...

Gitmeyi istemek...

Kontenjanlar doludur... Gidemezsin...

Adını 63. sıraya yazarlar...

Vefat Eden Öğretmenler Listesi...

Evet yıllarca öğretmenlik yaptığım şehirde...

Bir arkadaşımızı böyle kaybettik...

Hayat size 26 yılda verdiklerini bir 26 sn de alabilir mi?

İsmail OKAT

 
Toplam blog
: 54
: 836
Kayıt tarihi
: 28.07.11
 
 

Koca dünyanın küçük insanı... Duygularını darağacına defalarca tırmandırmış adam... Her gün ayrı bir..