Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '07

 
Kategori
Felsefe
 

Hayata bakmak

Hayat yaşanarak kavranır, algılanır. Hayatı zeka ile akıl ile kavrayamayız ancak yaşamsal deneyimlerle, yaşanmışlıklarla yorumlayabiliriz. Hiç aşık olmamış birisi aşkı anlatamaz, anlayamaz. Hiç aç kalmamış biri acın halini bilemez. Hayata bakışımız, yorumlayışımız bize göredir, hayata bulunduğumuz yerden, kendi açımızdan bakarız, duyumlarız, algılarız ve yorumlarız. Kendi açımızdan yorumlarız 10o - 30o - 90o - 180o - 360o bakarız, ya da açısız bakarız. Çizgisel bakarız sabit, tekdüze bakarız.

Birden çok insan aynı açıdan ve birlikte bakamaz mı? Elbette bakar... İdeolojiler böyle oluştu... Ortak algılama, ortak görüş, yoldaşlık böyle oluştu.

Bir gazeteci şöyle yazmıştı: "Oğlumun kırılan bacağından baktım hayata..." Nereden, nasıl bakarız hayata?

- İsrail'in saldırıları altındaki Lübnan'lı çocukların gözünden bakalım dünyaya.

- Üreticinin satamadığı meyvesinin dalından bakalım.

- Çukurova'da pamuk tarlasında çalışan genç kızın terinden bakalım.

- Yatalak hastanın gözünden bakalım.

- Çırağın cumartesi akşamı aldığı haftalığın sıcağından bakalım.

- Küçük burjuvazinin yeni yetmesinin altındaki lüks cipin dikiz aynasından bakalım.

- Elindeki son model cep telefonunun kamerasından bakalım.

- Magazin programlarını süsleyen yarı çıplak mankenlerin, sözde sanatçıların göğüs ya da kalça dekoltelerinden bakalım.

- Bilmem hangi ünlünün aşk kaçamağının fotoğrafından bakalım.

- İstanbul hipodromunda at yarışları sırasında jokeyin gözünden, atın sahibinin, ata bahis oynamış garibanın ve tüm işleri çeviren mafyatik düzenin gözünden bakalım.

- Gözleri görmeyen birinin kulağından, bastonunun çıkardığı sesinden, dokunuşlarla oluşmuş algılamasından bakalım.

- Kuyunun dibindeki birinin gökyüzünü ve dünyayı algılayın. Düz ovada ya da bir dağın tepesinden bakıyor da olsak algılamamız kuyunun dibindeki gibi olabilir. Ayrıca bir hücrede hayata, olaylara, dünyaya evrensel bakılabilir, algılama yapılabilir.

Özetle nerede durduğunuz değil, nereye, nasıl baktığımız ve nereye yürüdüğünüz önemlidir. İnsanların gerçekleri tüm çıplaklığı ile görmelerini engelleyen algı yanılmalarının oluşmasını sağlayan etkenler, örtüler, perdeler yapılmış; renkli, özentili, ışıltılı görüntüler, filmler, defileler, dergiler ve tüm medyatik unsurlar bakışımızı, algımızı yönlendirir. Amerika'nın güzel caddeleri, estetik ameliyatlık güzelleri göz kamaştırıcıdır, oysa Amerika'nın İngiltere'nin gerçek yüzü kamufle edilmiş... görmüyor, göremiyoruz. Ne görmemiz, hayata nasıl bakmamız isteniyorsa o şekilde yönlendiriliyoruz.

Hayata nereden, nasıl bakıyorsunuz... Kaç ve hangi açılardan bakıyorsunuz? Farklı açılardan bakabiliyor musunuz? Hayata bakışınız size özel ve görmek istediklerimize yönelik midir?

Hayata bakışınız insana dair mi? İnsan hakkına, özgürlüğüne, eşitliğine dair mi? Umuda, geleceğe, daha sağlıklı, mutlu, başarılı yıllara mı? Ne dersiniz?


Erol TÜREDİ

Mart 2007 /Gençlik Dergisi

Sayı: 46

 
Toplam blog
: 3
: 2325
Kayıt tarihi
: 18.04.07
 
 

Silifke-1958 doğumluyum. İstanbul Üniversitesi felsefe bölümü mezunuyum. Test-teknik dershanesinde ç..