- Kategori
- İlişkiler
Hayatımızdaki öncelikler
Zamanın iyi kullanılmanı konusunda verilen seminerlerden birinde hoca şöyle bir deney yapar. Masanın üzerine kocaman bir kavanoz koyar. Sonra da bir torbadan içine kaya parçaları çıkararak, dikkatle kavanoza koyar.
Kavanozda taş parçaları için yer kalmayınca izleyenlere dönüp sorar. “ kavanoz doldu mu?”
Sınıftaki herkes: “evet doldu” yanıtını verir. “demek doldu ha!” der hoca. Hemen eğilip bir kova küçük çakıl taşı daha çıkartıp, kavanozun tepesine döker. Kavanozu eline alıp sallar ve görürler ki küçük parçalar, büyük parçaların sağına soluna yerleşir.
Öğrencilere dönerek yeniden sorar: “Kavanoz şimdi doldu mu?” işin sanıldığı kadar basit olmadığını sezmiş olan öğrenciler: “ Hayır, tam dolmuş sayılmaz” derler. “Aferin” der zaman kullanım eğitmeni. Bu sefer de masanın altından bir kova dolusu kum çıkartıp, büyük ve küçük taşların arası doluncaya kadar kavanoza döker. Ve yeniden sorar. “Kavanoz doldu mu?” “Hayır, dolmadı” derler öğrenciler. Hoca yine “Aferin” der. Bu kez de bir sürahi su çıkarıp kavanozun içine döker. Sonunda öğrencilerine dönerek şöyle bir soru sorar: “Bu gördüklerinizden nasıl bir ders çıkardınız?”
Atılgan bir öğrenci hemen fırlar: “Şöyle bir ders çıkarttık. Günlük iş programımızın ne kadar dolu olursa olsun, her zaman yeni işler için zaman bulabiliriz”
Hoca: “O da doğru ama” der ve “asıl çıkartılması gereken ders şudur: Eğer büyük taş parçalarını baştan kavanoza koymazsınız, daha sonra asla koyamazsınız”
Ve ardından herkesin kendi kendisine sorması gereken soruyu sorar: “Hayatımızdaki büyük taş parçaları hangileri, onları ilk iş olarak kavanoza koyuyor muyuz?” Yani hayatımızı İŞ- EŞ- EV- ARABA sıralamasına göre mi yoksa ARABA- EV- EŞ- İŞ sıralamasına göre düzenliyoruz? Hangi sıralama doğru sizce?