- Kategori
- Deneme
Hayatın aşure hali
Hayat aşure gibi...
Hayat bir sofra. Aç olanı doyuruyor. Neye açsan, O’nu sunuyor. Kimi zaman börekler, çörekler, kimi zaman envai çeşit tatlılar buluyorsun bu sonsuz sofrada. Aşçı çok maharetli. İster kazandibi, muhallebi, isterse telkadayıfı ya da baklava ile donatıyor. Hepsi elinden geliyor.
Öyle cömert ki, yiyebileceğinden daha fazlası, her öğün seni bekliyor. Bazı zaman acılarla donatıyor sofrayı. Ağzın dilin yana yana yiyorsun. Hiç fark etmiyor acının miktarı, O’na açsan, O’nu yiyorsun.
Bazen etlerin her çeşidi, bazen de makarnalar, pilavlar. Çorbalar, her yöreden. Ekmeklerse, her çeşidinden.
Kahvaltılıklar gani. Domatesi, biberi, peyniri, reçeli. Hurma ve zeytini, bahçenin en nadide köşesinden.
Sebzeler ve meyveler toprağın bahşettikleri. Baklagillerinse her çeşidi.
Unutmuyor doğum günlerini. Sofrayı pastalarla donatıyor. Çikolatalısı, meyvelisi, üstlerinde mumları, bir nefeslik işleri.
Sofra, her daim hazır. Aç olanı buyur ediyor. Bazen beklediğinden fazlasını, bazen sadece olanı. Hiç aç bırakmıyor, doyuruyor her oturanı.
Son zamanlarda, benim de sofraya oturasım var. Önüme bir kase konulmuş. İçinde 41 çeşit nimet, üstünde ise 7. Bir tek yiyorsun, her şeyle doyuyorsun. Dedim ya, neye açsan O’nu buluyorsun.