Haydarpaşa aynasında tarihi ve kültürel yapılara verdiğimiz değer

Bir ulus kültürel ve tarihi değerleriyle yaşar. Birey için de aynı şey söz konusu. Değerleri olmayan insanın özelliği de yoktur.

Tarih, hem insan, hem de ulus için önemlidir.

Eski veya tarihi yapılar geçmişle ayna gibidir. Eski eserler, tarihi görünümleri ya da güzellikleriyle, zamanın birer aynası olarak, içinde bizi yansıtır.

Tarih içinden gelen, her eski yapı, ince ve naziktir, korunmaya muhtaçtır. Örselemeye hiç gelemezler. Onu tutan her kabalığın, her görgüsüzlüğün elinde kalır.

Geçen zaman içinde tarihi yapılar, bakıma veya restorasyona gerek duyabilirler. Restorasyon sırasında görev alacak işçisinden en üst düzeydeki mühendisine kadar tarihi ve kültürel değerlerin farkında olması, onu anlaması ve sevmesi gerektiği meşhur Haydarpaşa Garı yangını ile bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Tarihi yapıların tamiri, bakımı ince eleyip sık dokumak gerektiriyor. En basit örnek, çatı onarımındaki en ufak bir dikkatsizlik çok önemli olumsuz sonuçlar doğurabiliyor.

Haydarpaşa yangını, her ne kadar lokal bir durum olarak görünse de Türkiye’nin genel durumunu yansıtan çarpıcı bir örnek. Lehim, kaynak, tiner gibi maddelerin kullanımının ihmalinden doğan kaza durumu. Kaza ya da dikkatsizlik bir anda Türkiye’nin yüreğini ağzına getirebiliyor. Haydarpaşa, tarihi olmasından veya yaşından ziyade, İstanbul’un sembolü olmuş yapılardan bir tanesi.

Haydarpaşa, İstanbul’a giden çoğu kişiyi karşılaşmış, uğurlamış bir yapı. Bu yüzden, diğer eski eserlerimiz gibi her Türk vatandaşını ve insanlığı ilgilendiriyor. Ülkemizde böyle üzücü olayların kökeninde yatan nedenlerini tahmin etmek çok zor değil. İhaleden başlayan, bilinen ve alışılan bir süreç içinde konunun önemini görmezlikten gelme. Konuyla ilgili birimlerin ufku. Türkiye siyasi yapısından kaynaklanan genel yanlışlardan biri de hesap sormama. Sorulan hesapların yarı yolda dökülmesi.

Tarihi yapılarımız aynı zamanda turistik zenginliğimiz. Onları korumak her Türk vatandaşının görevi. Hüseyin Seyfi