Haydi bir dilek tut

Değerli dostlarım yeni bir yılı kucaklayacağımız 2016 yılının son günlerinden sevgi dolu bir merhaba. Bildiğiniz gibi Çanakkale'de doğdum ve çocukluğumu orada geçirdim. Çanakkale'de yaz akşamları bir başka güzel olur hafif bir esinti, cıvıl cıvıl kordon boyu, şehitleri rahatsız etmekten korkarcasına saygıyla ağır ağır, ışıl ışıl gemilerin geçtiği boğazı ile tadına doyulmaz bir keyif yaşatır yaşlısına, gencine, çocuğuna. Çanakkale her gece sadekar ustasının hazırladığı eşsiz zemine mıhlama ustasının itinayla mücevher taşlarını yerleştirircesine binlerce yıldızı gökyüzüne bir bir yerleştirir. Hele etrafta çok ışık yoksa, birde şöyle hafif serinlemiş kumlara boylu boyunca uzanmışsanız seyrine daha bir doyum olmaz. Elinizle gökyüzünden alıp boynunuza takasınız, başınıza taç yapasınız gelir. Çocukluğumuzda yazı çadır kamplarında geçiren çok aile olurdu. Bizde yaz akşamlarında Güzelyalı'da yazı çadır kampında geçiren aile dostlarımızın ziyaretine sıklıkla giderdik. Ailenin küçük kızı, yakın arkadaşım sarı peri Reyhan ile en sevdiğimiz şey; kumsala uzanıp gökyüzünü dakikalarca belki saatlerce hayranlıkla izlemek. Birbirimizin ne dilediği merakıyla, küçük kıkırdamalarla dilekler tutup yıldız kaymasını beklemek. Mutlaka kayardı bir, iki, üç hatta 4 yıldız. Kayan her bir yıldızı saf yüreğimizde yetişkinler gibi birinin daha aramızdan ayrıldığını düşünmez, temiz niyetlerle tuttuğumuz dileklerimizin gerçekleşeceğine bir işaret olarak algılardık. Bir yıldız kaydımı bizde bir neşe, bir heyecan, bir mutluluk, bir kalp çarpıntısı.

Değerli dostlar nasıl oluyor da bu temiz saf niyetlerle dolu temiz yürekler hırslarla, hoşnutsuzluklarla, hoşgörüsüzlüklerle, nefret gibi duygularla doluyor, dönüşüyor. Değerli dostlar içimizdeki çocuğu onun o doğal, saf, temiz, neşeli halini unutuyor olabilir miyiz? Sizde ben gibi düşünüyorsanız hadi gelin içimizdeki saf, temiz niyetli çocuğa bir seslenelim. Nasıl mı yapalım? Uygun bir zamanımızda uygun bir köşeye çekilip kendi kendimize kalalım gözlerimizi kapatalım içimizdeki çocukla nerede buluşmak isterseniz bir ev, oda, bahçe, çiçeklerin arasında, deniz kenarında nerede isterseniz hayal edin ve içinizdeki küçük çocuğa seslenin. Nazikçe sevgi dolu "Hey çocuk merhaba, seni çok ihmal ettim biliyorum, senden çok özür dilerim. Ben seni çok özledim. Sana sarılmak istiyorum deyin. Sarılın kendinize. Ben seni çok seviyorum deyin. Biliyor musun tuttuğumuz o güzel dilekleri, kurduğumuz hayalleri ben unuttum. Şimdi gene o zamandaki gibi dilekler tutmak, hayaller kurmak istiyorum biz, ailem, sevdiklerim, herkes için eskisi gibi. Söylemek istediğiniz güzel sözleri, güzel anıları söyleyin hatırlayın. Bitince veda zamanı benim şimdi gitmem gerek seni seviyorum deyip vedalaşın. El sallayın, yavaşça oradan ayrılın gözlerinizi açın" Bu güzel buluşmayı içinizdeki çocuk sizi gülerek, el sallayıp uğurlayıncaya dek yapın. Eğer mutlu uğurladıysa ne güzel onunla barışıksınız ihmalde değilsiniz.  

Sevgili dostlar bu aralar güzel ülkemizde hepimizin ihtiyacı bu belki de. Hepimiz biriz ve yaratanın aynı kaynağından aynı özenle besleniyoruz şükürler olsun. Bir olduğumuzun bilinci gelin çocuk saflığında, niyetinde, cömertçe, hoşgörü ile hepimiz için güzel dileklerde bulunalım. Uygun olumlu bir dille tam olarak ifade edelim lütfen. Ben başlayacağım o zaman; 2016 sevgi ile gitsin. 2017 bize, ülkemize, tüm evrene barış, hoşgörü, huzur, mutluluk, sağlık dolu günlerle gelsin. Şimdi sıra sizde son akşamı beklemeyin şimdiden başlayın hepimiz için güzel dilekler dilemeye. Sevgiye kalın.