Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '13

 
Kategori
TV Programları
 

Hazal Kaya - Hakan Kurtaş / AŞK’a geldiler!

Hazal Kaya - Hakan Kurtaş / AŞK’a geldiler!
 

Diziye geçemeden şu haberi paylaşayım sonra yazdıklarımdan akıllarda bir şey kalmıyor! Genç oyuncu Hazal Kaya, onursal başkanlığını ünlü yönetmen Ferzan Özpetek’in yapacağı 3. Roma Türk Filmleri Festivali’nin gala gecesinde sunuculuk yapacak.  26 Eylül gecesi 3. Roma Türk Filmleri Festivali’nin gala gecesini bu yıl Hazal Kaya ile Mete Horozoğlu birlikte sunacaklar.

Gala Cinema Barberini’de yapılacak. 15 Türk filminin gösterileceği gece de Uğur Yücel imzalı “Soğuk” filminin de gösterileceği gala da, hem İtalyan hem de Türk sinema sektörünün önde gelen isimlerinin katılacağı ödül gecesinin sunumu her iki dilde gerçekleştirilecek.  Mete Horozoğlu Türkçe, Hazal Kaya ise İtalyanca sunum yapacak. Festivalin Onur Ödülü, Yılmaz Güney anısına Fatoş Güney'e takdim edilecek.

Şimdi şu beni dağlayan eleştirilere bir gelsin sıra da “Pandora’nın kutusu” açılsın istiyorum!

Beklenen dizinin 2. fragmanı ile fırtına öncesi rüzgarların savurduğu yapraklar gibi savruldu seyirci kitlesi.  A.Ş.K fakir ama gururlu Azra'nın, Kerem ile birbirlerine olan aşkı ama bazen sadece aşk yetmiyor insana hatta seyirciye de... A.Ş.K dizisinin fakir bir kızın aşkı, kendi ve ailesi için verdiği zenginlik mücadelesi ile karşımızda duruşu oldukça başarılıydı.

“Adını Feriha Koydum” ve “Son Yaz Balkanlar” dizilerinin ardından ekranlara bir süre ara veren Kaya, bu dönemde aldığı kilolardan ötürü eleştirilmişti. Şeker hastası olduğunu ve bu yüzden kilo aldığını açıklayan Kaya, zayıf olarak yeni dizisiyle ortaya çıkmıştı. Hazal Kaya’nın bu seferki fragmanda gözlerinin içi gülmüyor diyenler çıldırmış olmalı! İnsan hiç sevdiceğini, hem de kendi elleri ile bir başkasına verirken gözlerinin içi güler mi? hastalıklı düşüncenin elinde kıvranan bir ruh değil ise gülmez, hem de içi kan ağlar. Hazal Kaya’nın gözlerindeki endişe ekrandan bana geçti. Bunu eleştirenler o ara nereye bakıyordu bilemeyeceğim!

Hazal Kaya, neyse ki görüntüsüyle “Güzellik Faşizmine” son verip normal konulara dönmemizi sağladı. Sağlamasına sağladı da şu “oldu, olmadı” muhabetleri beni sıkmaya başladı. Hakan Kurtaş’ı, Hazal Kaya’ya yakıştıramama durumuna bir anlam verememeye başladım. Sanki gerçek hayatta ilişkileri varmış, role kendilerini verememiş ve oyunculuk yetenekleri sınırlıymış gibi sadece görmek istedikleri sarı saç, renkli gözler için bu kadar da saldırmak bence başka bir faşizme girmeye başladı.

İnanın dünyada eşi benzeri olmayan bir baskı ile “olmadı!” diyenlerin dizinin, oyuncunun ve senaryonun başarısı ile ilgilenmediklerini düşünmeye başladım. Rol mü seyrediyoruz yoksa ekran başında oturup yaşanmamış aşklarımızın başrolünü bizler mi oynuyoruz?

Oyuncunun kalitesi göz ardı edildiğinde gerçek yeteneklerin iş bulamadığı bir sektöre dönüşüyor dizi sektörü. Sonra taçlı başlar, podyum tozu ve yarışma birincileri hiçbir çaba sarf etmeden oturuveriyorlar ekrandaki tahtlara.Oysa ki! İşi bu, eğitimi bu, bir de yeteneğini konuşturabiliyorsa ne ala demeliyiz. Hanginiz Al Pacino veya Robert De Niro ile Hazal Kaya’yı seyretmek istemez ki… Şimdi sorum anlamsız mı geldi, yoksa yapılan haksız eleştiriler mi anlamsız geldi? Köşesini kapan, televizyon programına kapağı atan, twitterda “ben fırtınayım!” sanan kalemini, tuşunu boşuna havalarda dolaştırıyor.

Bir tane mantıklı açıklama getiren yok! Çağatay Ulusoy ve Hazal Kaya uyumundan bahsediyorsunuz iyi, güzel de ne yapalım bu sezon ayrı izlemek zorundayız. Artık kabul edelim sonrasına bakarız!

Fragmanda öpüşen Hazal Kaya ve Hakan Kurtaş öpüşme sahnesi damga vurdu. Aman efendim olmadı! Nidaları ile twitter sallandı, bence de oldu hele ki motorunun üzerinde Hazal Kaya’yı kucaklayan bir deli aşık gördüm ki sormayın gitsin. İnsan “ benim sevdiceğim de beni böyle kucaklıyor!” demekten kendini alamıyor. Çok inandırıcıydı ve bana kalırsa gözlerden akan aşk seli dizinin aslında bizi derinden sarsmaya geldiğinin sinyalini veriyordu.

Sektör sizi kale alsın, istediğinizi yapsın istiyorsanız bu kadar dırdırlanmayın derim. Evet, kapitalist sistemin sonucunda doğan diziler sizlerin reytingleri ile çarkı çeviriyor. Ama bu kadar haksız, sanki kendine aşk yazmış kadar acımasız eleştiri yapmanızda eleştirinin tadını kaçırıyor. Bana bu kadarı ile bile kariyerleri, yapımları çizip atmak ne gibi geliyor biliyor musunuz? Hiç aşk yaşamamış insanların, ekrandaki karşı cinsi kendine partner olarak görüp, dizisine baktığı psikolojisi ile seyire daldığı izlenimini veriyor.

Tamam Hakan Kurtaş, sizlerin gerçek hayatta aşık olamayacağınız bir fiziğe sahip olabilir, ama unutmayın ki gerçek aşkın gözü fizik değil kimya ile ilgilenir. Boş verin “tipim değil” mücadelesini de oyuncunun rol kabiliyeti ile ilgilenin ve taçlandırın. Nice güzeller gördüm ki hafızalara iz bırakmadan silinip gittiler! Unutmayın ki, Hakan Kurtaş- Hazal Kaya iz bırakmaya geliyor! Hem de koskocaman bir iz…. Az biraz mantıklı olun!

Hayatta mantığınızı kaybetmemeniz dileği ile…
 www.televizyongazetesi.com

https://www.facebook.com/pages/Ece-Er-%C4%B0le-Ba%C5%9Fb 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 781
: 3899
Kayıt tarihi
: 23.09.12
 
 

16- 06- İstanbul'da doğdum. Tatbiki Güzel Sanatlar Tekstil Ana sanat dalı Moda tasarımı bölümünde..