Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '14

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Hedef kaygısından özgürleşmek

Hedef kaygısından özgürleşmek
 

Yazıya konu çilek tanesi


Yeni yılda Kişisel Gelişim ile ilgili ilk yazımı, hayatımın bu dönemini  geçirmek istediğim yeni şehrimde, İzmir’de yazıyorum. Taşınma ve yerleşme telaşı ile geçen yorucu günlerden sonra yeniden paylaşmaya başlamak çok keyif verici.

Bu yazımın konusu kendiliğinden ortaya çıktı. Taşınma sırasında eşyalar bir gece nakliye kamyonunda kaldı. O sırada da saksıda yetiştirdiğim çileklerim biraz hırpalandı. Bir sabah pencerenin önünde bir sürpriz beni bekliyordu. Gerçek şeklinde bir çilek olamamıştı ama (fotoğrafta göreceğiniz gibi) elinden gelenin en iyisini yine de yapmıştı.

İlk çiçek açtığında onun da hedefi yanındaki fotoğraftaki çilek kadar güzel bir meyve vermekti mutlaka. Toprağı verimliydi, düzenli sulanıyordu. Aralık ayı olmasına rağmen gayet güzel güneş gören bir yerde, güzel ve lezzetli bir meyve verme başarısını yakalamak hedefiyle yola çıktı. Başına geleceklerden haberi yoktu. Bir gün birisi onu aldı, bir nakliye kamyonuna koydu. Torosların zirvesinden geçti bir gece vakti. Toprağın karla kaplı olduğu, havanın buz gibi olduğu bir yerde, o kamyonun içinde geçirdi geceyi. Ertesi sabah nihayet güneşe kavuştuğunda artık olan olmuştu. Hedeflediği hayalindeki o güzelim meyveyi verecek gücü kalmamıştı. Peki ne yaptı? Pes etmedi. Elindeki imkanları en iyi şekilde değerlendirerek kendisi için en başarılı sonucu ortaya koydu.

Doğayı izlediğimiz zaman hayvanların da bitkilerin de nasıl da o anın gereklerine uygun bir şekilde davrandıklarına şahit olmak mümkün. Saksıdaki bu çileği ilk gördüğümde çok şaşırdım önce. Sonra hayranlıkla izledim her gün. Büyütebildiği o üç hücrenin kızarıp çilek rengini alıp almayacağını çok merak ediyordum.  Ve evet doğanın muhteşem işleyişininin önünde bir kez daha saygıyla eğildim ve doğadan uzaklaştıkça doğanın bize verdiği mesajları ıskaladığımızı fark ettim.

Azim ile Hırsın Farkı

Hepimizin hayatında başarmak istediğimiz işler, ulaşmak istediğimiz pozisyonlar, sahip olmak istediğimiz kimlikler, kişilikler var. Hayatımızın amacı gözüyle baktığımız sonuçlara erişmek gayretiyle çalışıp çabalıyoruz. Başarmak hırsı bizi doğrudan hedefe odaklıyor ve dolayısıyla omuzlarımıza hedef kaygısını yüklüyor.  

Kaygı, hele de uzun süreli kaygı vücudumuzda gözle görülmeyen ama hissedilen, zaman içinde de ciddi bir şekilde baş gösteren fiziksel, zihinsel ve ruhsal sorunlara yol açar. Tabii ki hedeflerimiz olacak, tabii ki ulaşmak istediğimiz hayallerimiz var. Kaygının getirdiği olumsuz duygu durumunu ancak hedeflerimizi kaygı ile değil, farkındalıkla takip ettiğimizde kontrol edebiliriz. Başarmak için hırsla çalışmak yerine, gereken azmi gösterip bu uğurda yapmamız gerekenleri yaptığımızdan emin olmanın gönül huzuru ile günün getirdiklerine teslim olarak sonuçları beklemek ruh ve beden sağlığımızı olumsuz etkilerden koruyacaktır.

Tıpkı saksıdaki çilek tanesi gibi. O elinden gelenin en iyisini yaptı. Mevcut şartlar aniden değişince kendi içine dönerek ne yapabileceğini tekrar değerlendirmiş olmalı. İdeal olanı o meyve üzerinde oluşan tüm hücrelerin sağlıklı bir meyve verecek şekilde büyüyüp kızarması iken, bizim çileğimiz elindeki kaynakların durumuna göre 3 hücreyi seçip azimle onları büyüttü ve kızarttı.

Hedef kaygısından özgür olmayı başarabilirsek, akan zamanın içinde yer alarak ve önümüze çıkan değişimlere uyum sağlayarak daha kolay ilerleyebiliriz.

Sevgiyle ilerleyin...

Gülay GÜRKAN
Bireysel ve Kurumsal Yaşam Koçu

gly.gurkan@gmail.com

Not: Yazılarımı ve diğer paylaşımlarımı https://www.facebook.com/gly.gurkan adresinden de takip edebilirsiniz.

 
Toplam blog
: 7
: 493
Kayıt tarihi
: 04.02.13
 
 

Antalya'dan sevgilerle... Uzun yıllar turizmin çeşitli dallarında, çoğunlukla da profesyonel ..