- Kategori
- İlişkiler
Hedonik adaptasyon mağduru muyuz?

Hedonik adaptasyon, bence, insanlık için yaratılmış en önemli psikolojik bonus. Komik gelebilir söylediklerim ama gerçek tamamen böyle. Sevdiğin birini kaybetmek, iflas etmek, bir uzvundan olmak, ciddi bir hastalık yaşıyor olmak gibi kabul edilmesi zor ve insan beynini sıkıştırıp hayatı cehenneme çeviren durumlara adapte olup, yeniden hayat seviyemize geri dönemesek nasıl katlanılırdı onca acıya, kedere ve yenilmişliğe? Kötü anılar için bu hedonik adaptasyon durumu eşsiz bir hediye bence.
Gelelim bu hedonik adaptasyon ilişkilerde neler yaşatıyor. Tüm dünyanın tanıdığı muazzam güzellikte ünlü ve güzel kadınlar, yakışıklı karizmatik erkekler neden aldatılıyor sorusuna cevaben size bir açıklamam olacak. Tanım olarak bu psikolojik durum şöyle anlatılabilir; insanlar yaşamlarında beklenmedik bir şekilde etkili ve görkemli büyük olaylarla karşılaştığında duygusal anlamda aşırılık yaşıyor. Her şey üst düzey seyir ediyor. Mutluluk, acı, keder gibi hislerin limitleri yükseliyor. Bu yaşanılan olayların psikolojik etkisi ve o şaşkınlık hissi azaldığında normal seviyelere geri geliyorsunuz. Acı dinmiyor, mutluluk unutulmuyor ama en üst noktada algılanıp yaşanmıyor. Kolunu ya da bacağını kaybetmiş birinin ilk günlerdeki tepkileri zamanla daha hafiflemiş bir hal alıyor. Etki aynı ama zamanla tepki farklı oluyor. İşte bu arada geçen süreyi, yani yaşanan olayların stabilize olmasını sağlayan, sıradanlaştıran psikolojik durum, hedonik adaptasyon halidir.
Bir kadını görürsün ya da bir erkeği ve o güne kadar gördüğün en mükemmel varlıktır. Alışılmışın dışında muazzam güzellikte ya da yakışıklı, karizmatiktir. İlk olarak gözler beğenir bilirsiniz. Bedenler karşılıklı istek hisseder. sonra temas ve hislerin paralel yolculukları ve mutlaka psikolojik yaşam standardı uyumu gerekir. Bu saydıklarımızın içerisinde sadece bedensel beğeni, bir ilişkinin yürümesi için yeterli olmayacağı gibi, tensel uyum da, psikolojik parallellikte, yaşam standardı eş gidişatı da yeterli olmayacaktır. Bunların hepsini belli bir oranda uyumlu yaşarsak ilişki sürüyor ve aşk başkalaşım gösteriyor. Sevgi ve alışkanlıklar yerinden çıkıp hayatın içine yerleşiyor. Bu sayede ilişkide devamlılık sağlanıyor.
Hepsini bir arada belli bir seviyede tutabilmek ne kadar mümkün dediğinizi duyar gibiyim? Cevabı alışmak ve kabullenmek diyebilirim. Kabullendiğiniz her şey sorunsuzluk getirecektir. Karşılaştığınız durumları değiştirme ve kendinize uyarlama çabasına girdiğinizde çatışmalar başlıyor ve o ilişki durağanlığı bozuluyor. Hepimiz bütün bunları biliyoruz.
Güzel bir kadını beden ve cins olarak beğenen yakışıklı erkek, zamanla aynı güzelliğe bakmak ve aynı güzelliğe sahip olmak durumunu hedonik adaptasyon çukuruna düşürünce neler oluyor bir bakalım. Sıradanlaşıyor. Gördüğü muazzam göz ve yüz, kusursuz beden, dün ve önceki gün gördüğü ile aynılaşıyor. Oysaki insan beyni yeni bir şey görme algısına çok açık. Yanında daima var olan başkasının ilk gördüğünde yüreğini hoplatan güzelliğe karşı alışkanlık seviyesine geçince, zihinsel oyunların kurbanı oluveriyor. Bir zamanlar kusursuz gelen varlığın kusurlarına odaklanıyor. Negatife sürükleniyor.
Tam tersi açıdan bakmak gerekirse. Önceleri ilişkilerimizde şikayetçi olduğumuz bir türlü düzeltemediğimiz özellikleri sırf artık adapte olduk diye boşverip, yok sayıp sürdürmeye çabalamıyor muyuz? Negatif ve pozitif şekliyle de hedonik adaptasyon insanı sınır seviyesinden alıp ortalama psikolojinin içine çekiyor. Sınırdan geriye dönmek istemeyenler de daha fazlası hırslı oluyor. Hissettiğinden daha fazlasına sahip olma arzusu içinde normal standardın dışında bir kişilik karmaşası yaşıyor.
Daha güzeli, daha iyisi ve hatta daha kötüsü her zaman var. Herkesin acısı da, aşkı da kendine diğerlerinden fazla geliyor inanın. Doyumsuzca, rekabetçilikle, hırsla, dahası diye sahip olma çabasında olduğunuz her şey zamanla hedonik adaptasyona kurban edilecek unutmayın.
İlişkilerde alışkanlık olması normal. Alışkanlıkla birlikte paralel yürütebildiğiniz tutku, duygusal ve bedensel paylaşım ve hayatı renklendirme arzunuz varsa stabilliği yakalayabiliyorsunuz. Kısaca sıradanlaşmak elinizde olduğu gibi duyguyu belli bir çıtanın üzerinde tutabilmeyi başarmak da yine sizin elinizde. Bencilce daima karşıdan beklemeksizin, küçük sürprizler, değişiklikler, minik mutluluk alanları, beklenmedik bir anlayış örneklemesi, azıcık özen ve empati ile yapamayacağınız hiç bir şey yok.
Hedonik adaptasyondan kaçış yok. Bu kesinlikle yaşanacak. Önemli olan bunun zamanla var olacağının farkında olarak, kendiniz ve partneriniz için sıradışı minik dokunuşlar için hazırlıklı olmak. Şımartılmak, özenildiğini hissetmek, sevilmek, mutlu edilmek istiyorsanız formül belli. Aynaya göre aksiyon almak sorunlara çözüm olacaktır. Görmek ve hissetmek istediklerini gösterip hissettirirseniz sıradanlıktan uzaklaşır renkli bir adaptasyon yaşarsınız. Rutinde giden durumları farklılaştırma haline de alışacaksınız zamanla ama ne kadar zamanınız olduğunu bilmeden yaşadığımızı var sayarsak, neden zamanın içeriğini daha kaliteli hale getirmeyelim ki?
Benden söylemesi; sıradanlığa alışmayın, sıra dışı olmaya alışın. İnanın daha eğlenceli bir hayatınız olacak.