Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Helâl Standardı çıktı!

Helâl Standardı çıktı!
 

HELÂL STANDARDI ÇIKTI!: Artık her şey haram!…


Helâl Standardının rutin uygulamalar arasında yerini almaya başladığı şu günlerde geçişin ekonomik ve sosyal yanlarının iyice anlaşılması önemlidir.

Standartlar tüketicinin, kullanıcının; ürünlere, hizmetlere güvenmesini sağlar. Ama yüzlerce yıl boyunca olgunlaşmış, meslek ahlakı ve güven üzerine kurulu sistemleri olan, Türkiye gibi ülkelerde mevcudu yok saymak imkansızdır. Sistemleri şekillendirmek, modeller oluşturmak ve uygulamalar haline getirilmesi için siyasilerin önüne koyanlar; bazen kopyala-çevir-kakala politikasında baltayı taşa vururlar.

Bunlardan biri de; ‘Helâl Standardı’ adıyla bildiğimiz, gıda sektörü ile ilgili ürün ve hizmetleri düzenleyen standartlarda yaşanıyor. Sisteme entegre olup olamayacağına bakmadan ithal uygulamalar lütûf gibi sunulmaktadır.

‘Helâl standardı’; ekonomik, dini, politik ve siyasi açılardan farklı sonuçları olan bir uygulamadır:


Ekonomik:
Çetin pazar savaşlarının yaşandığı günümüzde özellikle büyük sermaye sahiplerinin yeni kurduğu işletmeler, mevcut pazar paylaşımında, aradan sıyrılabilmek ve paylarını daha kısa dönemlerde arttırabilmek için toplumun önüne yeni-yeni trendler sunmaktadır. Son yıllarda gıda sektöründe ortaya çıkan ‘organik’ akımı da bu tür uygulamalardan biridir.

Yeni dönemde ‘helâl’ akımı da, gıda sektöründeki yükselen trendlerden biri olarak görülecektir. Özellikle hayvansal ürünler, et, et mamullerinin işlenmesi süreçleri ve etli mamuller helal markalamasından yararlanılarak pazarlanma kolaylığı elde edecektir.

Helâl olma durumunu gerçekleştirmek için hem işletmelerde yapılacak görsel değişiklikler ekonomik hareketlenme ortaya koyacaktır. Bu proseslerin gereklerini yaparak para harcayan üreticileri göz önüne alınca; kriz günleri için -küçük de olsa- tüketimi arttıran bir etkisi olur.


Dini:
Yüzde doksan sekizi Müslüman olan bir ülkede üreticilerin de tüketiciler gibi Müslüman olduğunda kimsenin şüphesi yoktur. Gıda konusunda, inancın belirlediği şartların birçoğu; ‘niyet’ olgusuna dayanan özelliklerdir.

Üreticilerin, üretim tesislerindeki işçilerin, ürünlerde kullanılan hammaddenin, üretim yöntemlerinin ve bu işlemlerin tümünde ortaya çıkan iktisadi faaliyetin söz konusu standardın tarif etmeye çalıştığı olguda inancın etkisi vardır. Yani bir ürünün ‘helâl’ olması için ‘niyet’ de önemidir. (Ve büyük paya sahiptir.) Ki; bunu ölçemezsiniz!


Politik:
Kamu açısından düşünüldüğünde ‘Helâl Standardı’ dolaylı bir vergi uygulaması gibi de görülebilir.

Üretici, bir rekâbet aracı olarak helâl standardını ön plana getirecektir. Toplumun alımlarında helâl standardını aramaya başlaması ile bu standarda sahip olmayanlar da teşvik edilmiş olur. Sonuç olarak oranlar ters döndüğünde, ürünlerin büyük bir yüzdesi helâl standardına kavuştuğunda, uygulama helâl standardına sahip olanların otoriteye ödediği harçlar ve aidatlar haline gelir.

Gelecekte, sistem yaygınlaştığında, uygulama; ‘tabela vergisi’ gibi bir hal alır.

Üreticiler için Helâl Standardı; meslek odasına üye olmak, belediyeden ruhsat almak, tabela vergisi ve benzeri (sıradan) uygulamalar arasına kaynar.


Siyasi:
Ürün ve hizmetleri helâlleştirmenin; özellikle Yahudi inanışında gıda, diğer tüketim maddeleri, tesis ve araç-gereçleri için uygulanan ‘kaşarlama’ rituelinden hiçbir farkı yoktur.

‘Kaşarlama’, dünya geneline yayılmış, azınlık durumda (İsrail dışında birçok ülkede nüfusun binde ikisi-üçü oranında), koloni hayatı sürdüren, Yahudi toplumunun, iç içe yaşadıkları, ama kendi inançlarına uygun olmayan toplumların (Müslüman, Hıristiyan ve diğer..) ürünlerine karşı kendilerini tecrit edebilme (koruyabilme) aracıdır.

Bunu bize (Müslüman toplumuna) uyarlamak, dünya nüfusunun %30’luk bölümüne hitap eden İslam olgusunu tanımlamada yetersiz kalmanın göstergesidir.

Helâlleştirme, kendi içimizde ötekileşme ortaya çıkarma eğilimidir.

Yaşanan örnekler ile ülkemizi kıyaslayanlar; Malezya ve Singapur’un dinsel mozaiğini göz ardı etmektedirler. Gıda ürünlerinde, hizmetlerinde kullanılan üretim sistem ve metotları; Hinduizm ve Budizm inançlarında farklıdır. Tıpkı Yahudi’lerin yaşadıkları batı ülkelerinde -et ve süt ürünleri için- karşılaştıkları sorunlara benzer sorunlar ortaya çıkmaktadır. Güneydoğu Asya ülkelerinin Müslüman halkları, gıda maddeleri ve üretimlerinde istedikleri İslami gerekleri standartlaştırmıştır. Bu standartlaşma gıda maddeleri ve üretim yöntemlerini ülkelerindeki diğer dinsel toplumların uygulamalarından soyutlama ve izole etme amacı ile yapılmaktadır.

* * *

“Standartlar tüketicinin, kullanıcının; ürünlere, hizmetlere güvenmesini sağlar.” Demek; otoritenin kefaletini belgelenmesi demektir. Çünkü bu tür kefaletleri, kamu yada kamu adına yapmak gerekir.

Burada ‘Standart’ tanımlaması altına alınarak tescil edilen uygulamalar zaten -süregelen, - kamunun tüm ürün ve hizmet üreticileri için öngördüğü yada öngörmesi gereken uygulamalardır.

Hayvancılık, mezbaha ve kesim ile ilgili yönetmelikler, gıda kodeksi, Belediyeler, Tarım Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen birçok kanun; zaten gerekli şartları içermektedir.

‘Standart’ adı ile tescil ederek özele indirgendiğinde, genelin uyması şartı yıpratılmaktadır. Bu mantık, ileride ortaya çıkabilecek muhtemel standartları da makûl kılan bir uygulamadır.

Kamunun temel görevlerini tanımlayan felsefeye aykırıdır. Çünkü; söz konusu standart ile markalanan ürün ve hizmetler bu markalamaya tabi olmayan diğer tüm ürün ve hizmetleri ötekileştirir. Bu ötekileştirme; ‘rekabet’ açısından da incelenmesi gereken bir ayrışma durumudur.

Kaldı ki; bu standart sayesinde; prosesleri tanımlanmış olan metotlar ile üretildiğini garantileyen ürün ve hizmetler dışında kalanlar dolaylı itham ile karşı karşıya kalmaktadır.

Bu itham; helâl olmama ithamıdır!

Helâl olma olgusunu ortaya koyan inanç sisteminde ötekileştirilenler için geriye iki durum kalır. Ki; ikisi de aynı yola çıkar.

Bunlardan biri; mekruh, diğeri; haramdır!

Murat SEVGİ

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..