Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hepimiz Murphy'iz.

Hepimiz Murphy'iz.
 

Portfolyomdan.


İnsanın kendine en büyük kötülüğü hayatını planlaması. Sadece ne kadar beklemen gerektiğini bilirsin plan yaptıgında, olacağından emin değilsindir. Kendini kısıtlarsın olmayana kadar. Planlar, insanın hayatını oldugundan kısa gösteren zehirli stres toplarıdır. Şeytanın boynuzlarıdır, perilerin kırık değnekleri.Sabah kaçta kalkacağın belliyse, o kadar uyku asla yetmez. Belirlenmişse öğünlerin, doymazsın, havadaki oksijen miktarı hep eksiktir. Sonra zincirleme bozulur herşey, hiçbir otobüs saatinde gelmez, ve zincirin ilk halkası olmazsa, artık o ihtiyacın olan zincir değildir. Plansızlık hayatımızın denge merkezidir, onun üzerinde, düşmeden yaşayabilirsin.

En nefret ettiğim soru gelecekte kendimi nerede gordugumdur. Bes yıl sonrasını görebilsem, o kadar güçlü olsam yani, sadece çalışmak yetse ya da düşlere ulaşmak için, "seninle burada olmamın anlamı ne" demek için ağzımı açarım, planlarımı anlatır susarım. Asıl duyulmak istenen nerede olacagıma izin verilirse orada olacagımdır. Çünkü kahrolsası insan, bağımlı bir yaratıktır. koşullara, kişilere, zamana bağımlıdır. Bağımlı oldugunda da hiçbir başarı senin başarın değildir.

İnsan hayatının ikincil zehri gelecek kaygısıdır. Herkesin istemeden düşü vardır ve birşeyin plandan çıkıp düş olması, gerçekleşmemesine bağlıdır. Kazara gerçeğe dönüşen düşler, hayatımızın elimizden nasıl alındığını anlamamamız için, dudaklarımıza çalınan baldır. Çünkü düş, elde edemediğindir, çünkü düş asla gerçekleşmez. Olmak istediğimiz yer, oldugumuz yerse, zamanın önemi kalmaz çünkü. Oysa hayat denen şey, geçirilmesi gereken zamandan ibarettir. Mutluluk hayatın katalizörüdür, hayatla tepkimeye giren ve onu çabuk tüketen. oysa kimse onun çabucak bitmesini istemez. Bu kısır döngü mutsuz oluncaya kadar sürer. Hayattan memnun olmamak, cok yasamanın sırrıdır. Çünkü zaman o durumda yavas ilerler. kendimizi izafi, uzun bir yaşam hediye etmiş oluruz, siyah bir kutu içinde.

Çelişki şu ki, mutlu olmak için hayal kurulur, bu hayallere ulaşmak için planlar yapılır, planlanan herşey zamana yayılır. Oysa ki zaman göreceli bir kavramdır. Hiçbir mutluluk, elimizde olmayan, içinde bile değil üzerinde durdugumuz, havada asılı kürenin dönme hızına bağımlı olmamalı oysa. Kendimizin dışında dönen dünya hayatımızı tüketirken, dönme hızına bağımlı olarak, tamamen dışımızdayken yani zaman, onun üzerine düşleri oturtmak ne kadar saçma. Birşeyi tutkuyla istiyorsak, eminsek gerçekten istediğimize ve isteğimiz kuvvetliyse dayanabileceğimizden, plansız, hayalsiz ve birdenbire olmalı. An'ı bekleyerek kirletilmemeli, zamanla yükselen beklentilerin gölgesinde, oldugundan düşük karşılanmamalı.

Anlaşılan, insan planlayan, hayal kuran, bekleyen ve mutsuz olabilen bir yaratık, bu da demek ki zaman, ipleri elinde tutan bir arabacı, biz de semerinde ona bağlı midillileriz. Kütleyle doğru, uzaklığın karesiyle ters orantılı bir kuvvetin merhametine vermişiz yaşayacağımız ömrü. Demek ki bağımlıyız sabitlere, demek, ruh hali yerçekiminden bile etkleniyor, demek sürekli azalan oksijen oranı kararlarımızı etkiliyor. O zaman açıkça, verdiğimiz kararlar bile bize ait değil, tutkularımız öğretilerden ibaret.Hepimiz dogmaların esirleriyiz ve tüm dogmalar bilinmezliğin çocukları.Bilmemenin özgürlüğü bizi düşlemeye zorluyor ve bu da bizim ikincil zehrimiz, gelecek kaygısını misafir ediyor. Mutsuz olmak düşlemenin ilk kuralıdır, kimse elindekiyle yetinmez çünkü, düşlerimiz bizim açgözlülüğümüzdür. Tüm anlatılanların ışığında, zamanın aslında açgözlülüğümüzü perdeleyen bir yalan oldugu gerçeğine ulaşabiliriz. Hepimiz yalanlara inanmaktan mutlu olan minik yaratıklarız. İnançlarımız, sorgulanmayı hak etmeyecek kadar değersiz görünsede yalanlara inanmayı seviyoruz.
Hepimizin inanılacak kadar tutarlı yalanlara ihtiyacı var. Ben olasılıkları seviyorum, olmasalar da. Düşlerimi hep imkansızlardan sectiğim için kendimden huzursuzum.

 
Toplam blog
: 2
: 662
Kayıt tarihi
: 22.11.08
 
 

Biliyorum ki insan, göğsüne astığı etiketi ile değerlendirilir. Görebilmek için bile yansımaya ihtiy..