HER ŞEY SATILIR MI?

Komisyon adı altında ücret alarak, alanı satanı anlaştıran, ticaret yapılmasına olanak ve hizmet sağlayan kişilere basit anlamıyla komisyoncu denir. Yasal bir iştir. Olması gereken bir iş olarak dünya kurulup insanlar hayatı algılamaya başladıklarından bu yana, alır verir takas ederler, ya da başkası adına başkasının malını belli bir bedel karşılığından satarlar. Satan sattığını satın almışsa elbette satın aldığı değerden, satış yapamaz, bu durum onu anlamsızlaştırır ve yok etmese de gereksiz hale getirir.

Meta türü mal veya hizmetlere aracılık edenlere eyvallah. Ancak onların da aralarında seviye ve tür farkı vardır. 

Günümüzde ileri seviye komisyoncular alan ve satanı bir araya getirmeden, alıcı ve satıcının doğrudan anlaşabilecekleri dili dahi ortadan kaldıran ilginç insanlardır. Akıllı demek, doğru olmaz; şeytan pabucunu giydirebilecek yetenekte; bir nevi şeytanın insan haline gelmiş şekli de denebilir. Bunlara ihtiyaç yok mu? Var olduklarına göre bu kişilere de ihtiyaç vardır ve her zaman da olacak demektir. Unutmayın ki akıl kullanmak bedavadır. Başkasının aklı, başkasının cebini doldurabilir, zevkin  tatmin edebilir. Bu durumda eleştirilecek bir durum yoktur. İnanırsan inanırsın. Burada itiraz edilecek bir nokta şudur: Yakın çevrene zarar vereceği kesin olan bir organizasyona karşı durmak her sorumluluk sahibi insanın karşı çıkması beklenir. 

Bu durum; birilerini rahatsız eder. Niçin etmesin? Adam; sadece domates, biber, patlıcan satmıyor ki! İnsan alıp insan satanlar, devlet alıp devlet satanlar var. Güçlü organizasyonlar kurmuşlar bu iş için. Elbette “uyandırma kerizi, bulandırma denizi” demeleri, uyarmaları, uyarılarını dinlemeyenleri dövmeleri, sesini kesmeleri hatta yok etmeleri de kendi organizasyonlarının gereği doğaldır.