- Kategori
- TV Programları
Her şey tadında, tam tadında devam ediyor…

Herşey tadında ekibi, Erdal Çelik, Nazan Şara Şatana
Sizleri bilmiyorum benim ailem kızım, kızkardeşlerim onların tiryakisi. Kızım spora gidecek saatini değiştiriyor.
“Yok çıkamam her şey tadında’yı izleyeceğim.”
Yani her gün tadına bakacaklar.
Ben onları çok seviyorum.
Defalarca beni konuk ettiler.
Uzun sohbetlerimiz oldu.
Jess Molho ve Sena Keçeli güzel dostlarım oldu. Sena şimdi yok, yeri o kadar belliki. Yakında gelecek Allah’ın izniyle…
Program editörü Turhan Alyakut’u herhalde sevmeyen, beğenmeyen yoktur. Tabi İpek Durkal’ı da anlatmak gerekir.
Ne kadar pozitif enerji ile dolu biri.
Kendini de tanısanız aynen ekrandaki gibi.
Burada kesinlikle bir şeyi aktarmak istiyorum. Bu çok önemli.
Ben çok tv programlarına katıldım, katılmaya devam ediyorum.
Hani işaret gelir bir, iki, üç yayındayız. İnsanlar bir toparlanırlar, seslerinin tınları değişir, konuk bir anda yedi kat yabancı olur, resmiyet gelir…
İşte burada öyle bir şey yok.
Yayındayız uyarısı sadece gerekli konulara geçmeyi sağlıyor.
Onların hepsinin içleri dışları bir.
Hiç biri rol yapmıyor.
Hiç birinin kötü bir hali, düşüncesi yok.
Daha öncesinde sözleşmişlikleri yok.
Şöyle konuşalım, bunu böyle diyelim dedikleri yok.
Oldukları gibi, doğal.
Sanki eski dostlar bir araya gelmişler konuşuyorlar.
Onun içindirki program bu kadar tutuluyor.
Onun içindirki insanlar bu programın tiryakisi.
Program yılları deviriyor banamısın demiyor.
Çok konuları işliyorlar.
Dizilerden söz ediyorlar, dizilerde neler oluyor neler bitiyor hani set arkası dedikodulardan, gazetelerdeki magazin haberlerinden ve tümüyle magazinden.
Oyunculardan olduğu kadar yazarlardan, astrolojiden, spordan yâ da şöyle mi demek gerekli.
Herşeyden söz ediyorlar, her şeyi tadında bırakıyorlar.
Emin olmadıktan sonra asla konuşmamak gibi de bir ilkeleri var.
Sena’cığımın eksikliği o kadar var ki…
Sanki biraz sonra onun sesi gelecek gibi.
“Jess, bak şu da böyle…”
Diyecek gibi…
Şef Eyüp Kemal Sevinç’in yemeklerinden söz etmeden geçmek bu programı tanımamak demektir. Dedim ya ben en az üç yâda dört kez konuk oldum, yemekler muhteşemdi. Muhteşem…
Belkıs kitabının pastasını da orada kesmiştik sevgili can dostum Belkıs Akkale ile…
Sanıyorum yakında ben onları bir daha ziyarete giderim.
Onları özlüyorum.
Onları beğeniyorum.
Onlar tüm program tüm ekip o kadar başarılılar ki.
Bu bir ekip işi…
Siz birde ekran arkasındakileri görseniz...
İnanılmaz bir disiplinle çalışıyorlar bir o kadarda candan ve samimiler.
Bu insanlar güzel insanlar.
Her şey tadında çok güzel bir program…
Nazan Şara Şatana