- Kategori
- Gündelik Yaşam
Herkesten ve herşeyden...
Bir rüya görmüştüm. Dev bir çınar ağacının altında oturuyordum. Ayaklarıma bakıyordum. Karşı tepenin yeşilinde kahverengi atlar küçük lekeler gibi görünüyorlardı. O baharın ılık güneşi altında duyduğum o huzuru uyanık olduğum hiç bir zaman duymadım.
Bugün böyle yeşil bir tepeye ihtiyacım var. Dev bir çınara sırtımı yaslayasım ve güneş altında ısınan çıplak ayaklarıma bakasım var. Bugün herkesten, herşeyden gidesim var. Akşamın usul usul çökmeye başladığı şu vakitlerde işimden çıkıp evime yürümeye, sokakta gördüklerime merhaba demeye, kendimi zorlayarak gülümsemeye halim yok. Şimdi bir rüzgarın kucağına oturup bir güvercin tüyü olasım var.
Şöyle diyor ruhum ben pencereden bakarken yansıyan camdan: "Şimdi kaçıp gitsen mesela. Hani o rüyanda gördüğün yeşil tepeye. Güneş gelse üzerine. Karşı tepelerde kıştan kalma kar olsa. "Oh" desen "kış bitiyor artık." "Baharda geldi iyice" desen başını güneşe kaldırıp. Hayal içinde hayale dalıp yazın sıcak günlerini düşünsen. Deniz şöyle sonsuzca uzansa hayalinde. Gülüp geçsen "daha çok var" diye. Sonra atlardan biri yaklaşsa. Hafif ürpersen. Atlardan neden korktuğunu düşünsen. "Hem korkup hem sevmek de ne garip duygu" diye geçse içinden. Sonra kalkıp yürüsen. Islak otlara bassan. Üzerindeki o ağırlık her adımda çıkıp gitse bedeninden. O kahverengi at peşinden gelse. Durduğunda burnuyla hafifçe itse seni "Yürü" diye. Dönüp çenesini okşasan. Sen onun çenesini okşadığında o sana gülümsüyormuş gibi gelse. Gidecek uzun bir yol olduğunu görsen ve yürümeye halin olduğunu hissetsen bacaklarında. O yol hiç bitmeyecekmiş gibi gelse ve içini tuhaf alışılmadık bir sevinç doldursa.Yürüsen yürüsen ve yürüsen...
Bu koca gün bitiyor işte. Şimdi gidip yatağıma uzamaya ve o rüyayı yeniden görmeye ihtiyacım var...
RESİM: Guiseppe Mariotti
Bugün böyle yeşil bir tepeye ihtiyacım var. Dev bir çınara sırtımı yaslayasım ve güneş altında ısınan çıplak ayaklarıma bakasım var. Bugün herkesten, herşeyden gidesim var. Akşamın usul usul çökmeye başladığı şu vakitlerde işimden çıkıp evime yürümeye, sokakta gördüklerime merhaba demeye, kendimi zorlayarak gülümsemeye halim yok. Şimdi bir rüzgarın kucağına oturup bir güvercin tüyü olasım var.
Şöyle diyor ruhum ben pencereden bakarken yansıyan camdan: "Şimdi kaçıp gitsen mesela. Hani o rüyanda gördüğün yeşil tepeye. Güneş gelse üzerine. Karşı tepelerde kıştan kalma kar olsa. "Oh" desen "kış bitiyor artık." "Baharda geldi iyice" desen başını güneşe kaldırıp. Hayal içinde hayale dalıp yazın sıcak günlerini düşünsen. Deniz şöyle sonsuzca uzansa hayalinde. Gülüp geçsen "daha çok var" diye. Sonra atlardan biri yaklaşsa. Hafif ürpersen. Atlardan neden korktuğunu düşünsen. "Hem korkup hem sevmek de ne garip duygu" diye geçse içinden. Sonra kalkıp yürüsen. Islak otlara bassan. Üzerindeki o ağırlık her adımda çıkıp gitse bedeninden. O kahverengi at peşinden gelse. Durduğunda burnuyla hafifçe itse seni "Yürü" diye. Dönüp çenesini okşasan. Sen onun çenesini okşadığında o sana gülümsüyormuş gibi gelse. Gidecek uzun bir yol olduğunu görsen ve yürümeye halin olduğunu hissetsen bacaklarında. O yol hiç bitmeyecekmiş gibi gelse ve içini tuhaf alışılmadık bir sevinç doldursa.Yürüsen yürüsen ve yürüsen...
Bu koca gün bitiyor işte. Şimdi gidip yatağıma uzamaya ve o rüyayı yeniden görmeye ihtiyacım var...
RESİM: Guiseppe Mariotti