Hey gidinin Ali Kaptan’ı…

Geçen sezon öyle bir fırtına gibi esmişti ki Ali Kaptan, tekneler bile dayanamamıştı öfkesine… Kükremiş, gürlemişti her daim iki kadının arasında kalmanın asabiyetiyle. Ne yardan ne de serden vazgeçemeyen denizlerin azgını sonunda holding sahibi şair Balıkçı’yı kurşunlayıp yollamıştı ‘Al Yazmalım’ dizisine. Ancak yeni sezonu beklerken öyle bir geçmişti ki zaman, kişilik yıkımına uğrayan Ali Kaptan da nasiplenmişti bundan.

Elinde bastonu hafif aksak yürüyen affedilmiş katil Ali Kaptan, örümcek ağlarıyla kaplı evde süt dökmüş kedi! Azgın tekelik öncesi anılarla karın doyurmaya çalışan, başaramayınca mutfağa dalan kaptan, aylardır çalışmayan buzdolabında yiyecek arayıp yıllanmış bisküviyi kemirecek kadar çaresiz. Yağcılıkta sınırsız esnaftan da sırt sıvazlama harici bir şey görmeyen Ali Kaptan’a son darbe, haciz. Onca vakit bekleyen İcra Dairesi, müthiş zamanlamayla emekli aylığına el konulduğunu bildirince olan dananın kuyruğuna, yok yok koltuklara olur. Üçü bir yerde Ailesi’nden Kemal Bey de kılıbıklığından abisine yardım edemeyince kapı eşiğinde sürünen Ali Kaptan, sokağa attığı Cemile’den medet umar. Tilki misali kürkçü dükkânına gelen berduşumuz, acizliğini göstermekle kalmaz zamanın algılama yeteneğine etkisini de gösterir. Yıllara meydan okurcasına aynı kalan Osman’a bakıp ‘Mete de Osman da koca adam olmuşlar’ demek zihin bulanıklığının işaretidir. Zaten bitik duruşuyla, ‘Hey gidinin azgını’ dedirten Ali Kaptan’ın hali de hal değildir.

Yoğurtçusu, leblebicisi, lak lakıyla dönem özelliklerini vurgulayan; ayaklı abajur, renkli buzdolabı gibi ayrıntıları unutmayan ancak bu hassasiyete karşın mantık sulandırmalarından kurtulamayan ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’, Ali Kaptan’ı kim bilir daha ne hallere sokacak. Bekleyip göreceğiz. Her şey biryana, rolüyle 11 ödül toplayan ve her tür ruh halini hakkıyla canlandırıp izleyiciye yansıtan Erkan Petekkaya başarının adı! Diziyi taşıyan Osman karakteri diyenlerin dikkatine…

Anibal Güleroğlu