Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '11

 
Kategori
Öykü
 

Heyecanlı gün

Heyecanlı gün
 

Belgin evde yalnızdı. Annesi komşulara gitmişti. Giderken de: 

- Ben gecikebilirim. Bu arada acıkırsan merak etme. Buzdolabında kuru fasulye, pilav ve 

sakata var. Yemekleri ısıt. Salatayı da çıkar, yemeği ye, demiş. 

Belgi: 

- Peki anneciğim. Sen beni düşünme. Ben başımın çaresine bakarım, diye yanıt vermişti. 

Annesi evden çıkınca da kitaplığından seçtiği öykü kitabını almış okumaya dalmıştı. 

Yarım saat sonra kapı çalındı. Belgin kapıyı açtı. Kapıda yaşlı bir kadın duruyordu. 

Belgin’e: 

- Senin adın ne küçük hanım, dedi. 

- Belgin. 

- Adın da kendin gibi çok güzelmiş. Biraz içeri girebilir miyim? Ben sizin yan komşunuzum. Yeni taşındık, annenle tanışıyoruz. 

- Buyurunuz, ne için gelmiştiniz? 

- Annenle kahve içeriz diye düşünmüştüm. Evde yok mu? 

- Hayır efendim evde değil, ama ben sizi yine de içeri alayım 

- Teşekkür ederim küçük hanım, ne kadar da kibarsın. 

Yaşlı kadın Belgin’in bu davranışını çok beğendi.  

Belgin: 

- Rica ederim. Siz de öylesiniz. 

Yaşlı teyzenin görünüşü Belgin’e güven vermişti ama içinden de, “İnşallah yanılmam.” diye geçiriyordu. Annem tanımadığın kişilere kapıyı açma demişti. Aslında yaşlı kadını Belgin’in annesi çağırmıştı. Belgin’e doğum günü sürprizi yapacaklardı. Tonton nine komşularıydı, yeni taşınmışlardı. Belgin bir ara takvime baktı. O gün doğum günüydü. İçini çekti, hatırlanmadığını düşünerek üzüldü. Oysa ki annesi belgin için çok güzel bir sürpriz hazırlamıştı, yaşlı kadını da bunun için davet etmişti. Annesi, sınıf arkadaşları ve palyaçolarla yoldaydılar. Belgin yaşlı kadının yanına geldi ve ağlamaya başladı. Yaşlı kadın bu duruma da hemen bir çare buldu. “Ya sana sürpriz yapmışlarsa?” dedi. Belgin ağlamayı kesti. Yaşlı kadın evden ayrılıyor gibi yaparak kapının dışında durdu. Belgin’in annesini telefonla aradı. Trafik çok yoğun olduğundan gecikmiştiler. Belgin yaşlı teyzenin gittiğini sandı. İçinde kötü bir his vardı. Işığı kapattı ve yatağına uzandı. Evin karanlık olmasından dolayı hırsızlar eve girdiler. Belgin uyumamıştı sadece uzanmıştı. Hırsızları görünce panik yapmadı. Derhal 155’i aradı. Aklına oyuncaklarla karşı koymak geldi. Hırsızları annemler gelinceye kadar oyalarım diye düşümdü. Oyuncak kalesinin içine girdi. Cesur olmaya çalıştı. Yumuşak oyuncaklarını eline aldı. Bir yandan bağırıyor, bir yandan da hırsızlara elindeki oyuncakları fırlatıyordu. Hırsızlar şaşkınlık içinde odada bir o yana bir bu yana koşuşup duruyorlardı. Sanki İkinci Dünya Savaşı yapılıyordu. O sırada polisler, annesi, yaşlı teyze, sınıf arkadaşları ve palyaçolar hep birlikte içeri girdiler. Belgin şaşkınlıklar içindeydi. Polisler Belgin’e teşekkür ederek hırsızları alıp götürdüler. Şaşkınlığın yerini bir anda sevinç aldı. Kısa sürede toparlandılar. Masa hazırlandı. Palyaçoların gösterileri eşliğinde mumları üfleyerek pastalarını yediler. İnsanların neden hırsızlık yaptığını düşünürken, gözleri dalıp dalıp gidiyordu. Ama palyaçolar buna izin vermiyorlardı. Komiklikleriyle Belgin’i ve arkadaşlarını çok eğlendiriyorlardı. Belgin değişik duygular içindeydi. Bir güne çok şeyi sığdırmıştı. 

 

Akşam olmuştu, gitme zamanıydı. Arkadaşları Belgin’i tekrar kutlayarak evlerine gittiler. Palyaçolar da Belgin’i hırsızları cesurca çok güzel bir şekilde oyaladığı için kutlarken kapı önünde son bir komiklik yaparak gittiler. Sıra yaşlı teyzedeydi. Belgin’i sevgiyle kucakladı. 

- Çok uzaklarda olan torunumun yerine seni sevebilir miyim Küçük Hanım? 

- Elbette teyzeciğim sevebilirsin. Zaten benim de anneannem çok uzaklarda. Ben de bundan böyle anneannemi özledikçe size gelebilirim 

Belgin çok mutluydu. Heyecan ve sevinç içindeydi. Annesini öperek sürprizi için teşekkür etti. Odasına çekildi. Bu olayı günlüğüne yazdı. Heyecan ve sevincini belirtirken, yaşlı teyzeyi unutmayacağını da ekledi. Gözleri günün yorgunluğuyla kapanırken hiç kimsenin hırsızlık yapmaması için de dua etti. Rüyasında bu cesur davranışından dolayı polisler tarafından madalyayla ödüllendirildiğini gördü. 

 

Jinda Lorin TÜZÜN 12. Mayıs. 2011 

 

***JİNDA'MIZDAN YİNE ÇOK GÜZEL BİR ÖYKÜ... 

*Açık renkle yazılı olan kısmı ben verdim, tamamlayın dedim ve Jinda'mız tamamladı. sizlerin beğenisine sunuyorum 

 

 

 
Toplam blog
: 124
: 393
Kayıt tarihi
: 01.04.11
 
 

Diyarbakır’da doğdu, tam bir Diyarbakırlı olarak büyüdü. İlk okulu İsmet Paşa İlkokulu’nda, orta ..