- Kategori
- Felsefe
HİNT FELSEFESİ
Herkese merhabalar sevgili okurlar;
Umarım sağlığınız yerindedir ve haftanız güzel geçiriyordur.Her şey yolundadır...
Bugün biraz bilgilenelim felsefe alanında istedim ve Hint Felsefesini,Hint Felsefesinin 4 Altın Kuralını öğrenelim,yorumlayalım,bilgi paylaşımında bulunalım ve düşüncelerimizi dile getirelim istedim.Eklemek istediğiniz her bilgi ve düşünce için yorumlarda bulaşabileceğimizi hatırlatıp Hint Felsefesine başlayalım o halde... :)
4 Altın Kuraldan önce kısaca Hint Felsefesi nedir,bundan bahsetmek istiyorum.
Hint Felsefesi,Hindistan'da yaşayan halkların geliştirdikleri felsefi öğretilere verilen genel addır.Hint Felsefesi,klasik İlk Çağ felsefesinin kapsamı içinde değerlendirilen felsefi süreçtir.Hint Felsefesi,geleneksel olarak dinsel ve gizemsel bir felsefedir.Bu dinsel ve gizemsel örtü altında felsefenin temel sorunu,idealizm (düşüncecilik),materyalizm (özdekçilik) olarak ortaya çıkmaktadır.
Hint Felsefesinin 4 Altın Kuralı
1.Kural
"Karşına çıkan kişiler her kimse,doğru kişilerdir.Bunun anlamı şudur,hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz.Karşımıza çıkan,etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır,ya bizi bir yerlere götürürler ya da bize bir şeyler öğretirler."
Hadi bu kuralı biraz konuşalım!İnsanların bizi bir yerlere götürmesi veya bize bir şeyler öğretmeleri bence insanların değişimiyle gerçekleşir.İnsan öğrendiği sürece değişir,bir yerden bir yere gittiği sürece de farkındalığı artar diye düşünüyorum.Gitmeyi sadece fiziksel bir eylem olarak algılamamalıyız.İnsanı düşünceler,okuduğu bir kitap,dinlediği bir şarkı,izlediği bir filmde bir yerlere götürebilir.Öğrenme sadece ders kitabıyla olmaz,evet elbette etkilidir ancak kariyer hayatımızda da,aşk hayatımızda da,evlilik hayatımızda da birçok şey öğreniriz.Bazen gelen öğretir,bazen giden...Bazen mutluluk öğretir,bazen hüzün...Ama yaşadıklarından bir şeyler öğrenen ve ders alan insanlar eski kendileri olmazlar.
2.Kural
"Yaşanmış olan her ne ise,sadece yaşanabilecek olandır.Hiçbir şey,hem de hiçbir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi.Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz."Şöyle yapsaydım,böyle olacaktı" gibi bir cümle yoktur.Hayır,ne yaşandıysa,yaşanması gereken,yaşanabilecek olandır,dersimizi alalım ve ilerleyelim diye.Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de,hayatımızda karşılaştığımız her olay,mükemmeldir."
Sevgili okur;hepimiz gibi sende kayıplar,hastalıklar,ayrılıklar,acılar,üzüntüler yaşıyorsun.Yaşadığın bazı olayları çok zor atlatıyorsun,belki psikolojik destek alıyorsun.Hayatında tutabileceğin güvenli bir el istiyorsun,kendine güvenemediğin için değil.Sana güç olması için,seni desteklemesi için.Biliyorum,çünkü bunlar çok normal şeyler.Çünkü,hayat bu.Acısıyla tatlısıyla,üzüntüsüyle mutluluğuyla,ayrılığıyla aşkıyla...Hayat...Bu hayat yolculuğunda dik durmak kadar düşmek,aşkı yaşamak kadar ayrılmak,mutlu olmak kadar üzülmek,sağlıklı olmak kadar hastalanmak,başarılı olmak kadar hastalanmak kadar doğal bir şey yoktur.Eğer hep sağlıklı,mutlu,başarılı olsaydık yaşadıklarımızdan nasıl ders alırdık?Nasıl olgunlaşırdık?Amaçlarımız uğruna nasıl savaşırdık?Şimdi ki biz olabilir miydik?Bu nedenle üzülmeyip,başımıza gelen olaylara tebessüm etmeyi unutmayalım.Bizi bir yerden bir yere götürüyor o yaşadıklarımız... :)
3.Kural
"İçinde başlangıç yapılan her an,doğru andır.Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç.Hayatımızda yeni bir şey olmasına hazırsak,o da başlamaya hazırdır."
Sevgili okur;toplum olarak baskıya maruz kalabilirsin hepimiz gibi. :) Ancak insanın kendini bilmesi kadar güzel bir şey yoktur.Ne istediğini bilen insanların acelesi yoktur.Bugün şöyle bir karar alalım mı?Hayatımızda bizim enerjimizi düşürmeye çalışan insanlara kulaklarımızı tıkayıp,kalbimizin sesini açalım,ne dersiniz? :) Siz kendinizden eminseniz,ne istediğinizi biliyorsanız bırakın konuşsunlar.Sonra sizi takdir ve tebrik ederler.Benden söylemesi... :)
Bu kurala şöyle bir açıklamada getirmek istiyorum.Bazen keşke o kişiyle arkadaş olmasaydım,şans vermeseydim ya da şu okulda okumasaydım,acaba şu mesleği yapmasaydım daha mı mutlu olurdum düşünceleri zaman zaman beynimizi kemiriyor olabilir.Böyle durumlarda şunu düşünün,gittiğiniz her yer,karşılaştığınız her insan size bir şeyler katacaktır.Ve kuralda da dediği gibi hiçbir şey için geç değildir.Nefes aldığımız sürece her şeye bir şansımız var demektir.Yeter ki kendimize inanlım ve hayatımıza bizim gibi düşünen insanları dahil edelim...
4.Kural
"Bitmiş olan bir şey bitmiştir.Bu kadar basittir.Hayatımızda bir şey sona ererse,bu bizim gelişimimize hizmet eder.Bu yüzden serbest bırakmak,gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir."
Sevgili okur;bitene üzülme,gidene dur deme.Bir kişiyle siz mutsuz olduğunuz halde sürecekse ilişkiniz bırakın sürmesin.Bulunduğunuz mekandan memnun değilseniz yeriniizi değiştirin.Yeter ki kendinizi nerede ve kiminle mutlu hissediyorsanız siz "siz" olabiliyorsanız orada ve o kişiyle birlikte olun.Olmayan şey bir başkasıyla olur hem de siz mutluyken,huzurluyken,kendinizken olur.Kendiniz olmanız dışında her şeyi reddedin.Sadece siz isterseniz değişin,kimsenin isteğiyle değil.Benim naçizane tavsiyelerim bunlar.Hayatlarınıza dokunabilirsem ne mutlu bana..
Kendinize iyi bakın.Tüm kalbinizle sevin.Sonuna kadar hayatın tadını çıkarın.Hayatınızdaki her gün bir hediyedir,kıymetini bilin..! :)