Hocalı'da Azeri, Türkiye'de Hrant olmak...

Japon olsaydın güneşe tapacaktın!

Hıristiyan coğrafyasında doğsaydın haçlı seferlerinde ön saflarda koşturacaktın!

Hey, Hindistan’da doğmuş olsaydın ineğin etrafından dolaşıp b.kuna basmayacaktın!

İsrail’de doğmuş olsaydın katıksız bir Müslüman düşmanı Yahudi olup kan kusturacaktın!

Amerika’lı olsaydın Kızılderililerin kökünü kurutacaktın!

Ne söylesem boş anlamazsın biliyorum!

Hani derler ya “nato kafa nato mermer”,

Acınacak haldesin!

Maheret çokluğa karışıp maval atmak değil anlayacağın!

Maharet toplumun değerlerinin arkasına sığınıp ahkam kesmek de değil!

Maharet vicdan sahibi olmak;

İsrail’e karşı Müslüman,

Alman ırkçısına karşı Türkiyeli,

Fabrikada asgari ücrete çalışan işçi,

Üniversite’de hayata şerh düşen öğrenci,

Hopa’da Metin Lokumcu olmak mesela.

***

Sokakta evsiz,

Grosmarketin yanında bakkal Hasan..

Demem o ki, yenilenlerin/ezilenlerin yanında olmak maharet.

Ağanın olduğu yerde marabadan yana saf tutmak,

Zalimin olduğu yerde mazlumdan taraf olmak…

***

ABD’nin karşısında İran olmak,

Obama’nın karşısında suriyeli olmak gibi,

Türkiye’de alevi olmak,  Kürt olmak yani.

***

Hoşgörü edebiyatı ile İslam dinini emperyalizmin çıkarına sunan kenelere karşı çıkmak da dahil, terazinin dirhemine hile katmayıp!

***

12 Eylül darbesine şakşakçılık yapıp şimdi demokrat kesilen iki yüzlülüğe hayır diyebilmek gibi.. Biliyorum çalışmadığın yerlere sürüklüyorum konuyu, ama hiç aklını kullanmıyorsun ki sen de.

 Nazım’ın dediği gibi, “Koyun gibi güdülmektesin”, nefesin kokuyor, kasabın önünden yutkunarak geçiyorsun, bakkal defteri anımsatmasın diye selam vermemek için arka sokaktan dolaşıyorsun. Hastaneye gidince katkı payı/ilaç katılım payı denince midene bir ağrı saplanıyor, yutkunup kader diye razı oluyorsun, uzatabilirim ama canını yeterince sıkıp yaranı kanatmak istemiyorum!

Son söz yerine, demem o ki Hocalı’da Azeri olmak maharet, Türkiye’de Hrant Dink!

…