Hoş gelmedin 2016

Merhaba değerli dostlar,

Son  yazımda 2015' i unutma Türkiye derken 2016' nın bu kadar kötü başlayacağını düşünmemiştim. Maalesef bu sene de acı olaylarla karşılaşmaya başladık. Onlarca kaçak göçmenin denizlerimizdeki ölümü, ülkemizin doğusunda devam eden kahrolası iç savaş, katliam gibi trafik kazaları, hükümetin ücret politikasındaki tutarsızlığı ve en son da İstanbul' un göbeğindeki patlama... Ocak ayı daha en başından 2016' ya ve geleceğe dair umutlarımızı azalttı.

Gelelim ülkemizde normal karşılanmaya başlanan terör saldırılarının sonuncusu olan 12.Ocak' ta İstanbul' un gözbebeği Sultanahmet' teki patlamaya. Terörü nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin lanetliyorum. Ancak artık sosyal medyada profilimi karartıp işe yaramayan bir tepki göstermeyeceğim. Karanlık güçlerin kazandıklarını hissetmelerine fırsat vermeyeceğim. Her şeye rağmen güzelliklerin olacağını düşünüp; karanlık günler de yaşasak, cevreme ve sevdiklerime elimden geldiğince pozitif enerji vermeye çalışacağım. Özgür düşünüp haklının tarafını tutmaktan vazgeçmeyeceğim. Her ne kadar antidemokrat bir yönetim tarafından idare edilsek de! Birkaç gün önce özgür basından bahsedip gazeteciler gününü kutlamış olan olan ülkede terör saldırısının haberine sansür uygulanması ve yayın yasağı konması ülkemdeki  demokrasi anlayışının en güzel örneğini yansıtmaktadır. 

Bu acı olaylar karşısında istifa kelimesinin anlamını bilmeyen yöneticileri istifaya çağırmak yerine; arkadaşlarımı ülkedeki kötü gidişe karşı daha duyarlı olmaya davet edeceğim. Gelin haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı birlik olalım. Cennet ülkemizi dış güçlerin adi oyunlarına kurban vermeyelim. Olaylara kapı aralığından değil, kapıyı tamamen açarak bakalım. Klavye başında değil, sosyal hayatta aktif olalım. Aydınlık günler görmek dileğiyle...

Hoşçakalın.