- Kategori
- İlişkiler
Hovarda yaşamak
İzmir’de Bir kafede oturdum, tam karşımda Kipa Alışveriş merkezi var, insan kalabalığı akıyor adeta girenler, çıkanlar. Çıkanların ellerindeki alışveriş arabaları ağzına kadar doldurulmuş. Bazı ailelerin ellerinde iki tane araba dolu. Tam bir tüketim toplumu olduk. Nerde ise yokluğa yoksulluğa inanamıyacağımş Aileler 2 veya 3 çocuğunu alıp gelmişler, kimisi bir arabaya 2 çocuk yerleştirmiş. Kafe dolu , çocuklar etrafta oynayıp koşuyorlar, anne ve babalar ilgilenmiyorlar bileş Karşımda oturan bir ailenin 2 yaşındaki oğlu etrafta koşuşturuyor. Bir ara Mark and Spencer Mağazasına girdi, 5 yaşındaki ablası annesinin yanında kek yiyiyor, anne baba da bir yandan kek yiyip bir yandan sıcak çikolata içiyorlar. Çocukları ile hiç ilgilenmek yok, Tedirgin oldum, iki yaşındaki oğlan çocuğunu takip ediyorum, çocuk giysilerin arasında kayboldu. Dayanayıp; “Afedersiniz, çocuğunuz mağazaya girdi, kaybolursa, son günlerde organ mafyası çocukları kaçırıyorlar ne olur çocuğunuza sahip çıksanız iyi olur, çocuk aldı başını gitti.” Diyince anne gayet rahat; “O gelir bir şey olmaz” diye yanıtladı. “Acaba ben mi çok evhamlıyım” diye sordum kendi kendime. 5 yaşındaki abla benim sözlerimi işitince fırlayıp mağazaya girdi ve çocuğu alıp getirdi. Yanımdaki masada tahminen 3 yaşında çocuğu olan bir aile oturmuş, hem birşeyler içip, hemde münakaşa ediyorlar. Okadar sesli münakaşa ediyorlar ki, ister istemez konuşmalar duyuluyor. Hanım; “Bana bak artık bu evlilik bu gidişle yürümeyecek, ben hovarda yaşamak istiyorum. Bey sinirli ; “Senin hovarda yaşamana benim aylığım yeter mi ? Her gece dışarıda yemek, çocuğu annemelere bırakıp barlarda sabahlayıp, lüks otelde konaklamak, marka giyinmek, istediğin zaman isrediğin yere çekip gitmek, bu mu senin hovarda yaşaman? Bayan; “evet aynen öyle.” Adam iyice sinirlendi ve; “seni Tunus’ dan o mağara gibi evden fakir yaşamdan alıp geldiğim zaman giyinecek bir entarin dahi yoktu. Nasıl böyle kabak çiçeği gibi açıldın, hovarda yaşayacakmış, alırım çocuğumu boşanırım git kiminle hovarda yaşayacaksan yaşa.” Diyerek kalkıp masaya bir miktar para bıraktı ve çocuğu kucağına alıp hızlı, hızlı adımlarla uzaklaştı. Bayana baktım tam bir hayal kırıklığı vardı yüzünde öylece kala kaldı.
Eeee be kardeşim sana mı kalmış ta Tunus’tan kendi kültüründen olmayan birisi ile evlenmek, gül gibi Türk kızlarının köküne kıran mı girdi. Olan o küçücük yavruya olacak. Allah hovarda yaşamak isteyen bayanların kocalarına güç kuvvet versin. İşte sizlere yeni bir yaşam tarzı daha HOVARDA YAŞAMAK. Yaşayın yaşayabilirseniz. Selam ve saygılar.
NAHİDE ÇELEBİ