- Kategori
- Haber
Hukuk herkese lazım..
Demokrasinin önündeki engelleri yerinden söküp atan Anayasa Mahkemesinin verdiği karar CUMHURİYETİN yönünün değiştirilemeyeceğinin teminatı olarak ülkemin yolunu aydınlatacak.
Anayasa mahkemesinin verdiği karar Cumhuriyet için meydanlara sığmayan yurttaşı rehavete sokmamalıdır.
Mecliste belli bir çoğunluğa sahip olanların, ülkenin hassasiyetlerini dikkate almadan, kendi gurupları ile kararlar almalarını, mahkeme kararı engelliyor.
Verilen karara alkış tutanlar olduğu gibi, beğenmeyenlerde olacaktır.
Bu gün gelinen noktada tartışmasız verilen kararın gerçekten gerekli olduğunu gün boyu medyaya düşen haberlerden anlamak olasıdır.
İptal edilen birinci tur secimlerinde AKP'nin ve Sayın Arınç'ın izlediği tutum halkta var olan kuşku ve korkuları artırmaktan öte bir işe yaramamıştır.
Herkesin kafası karışık, ya da hukukçuyum diyen herkes farklı görüş ileri sürüyor. Şu bir gerçek ki yapılan açıklamalardan ve yorumlardan Anayasa mahkemesi kararlarını eleştirenler iktidar ekseninde yorum yapanlardır.
Türkiye Cumhuriyeti Laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Anayasa mahkemesi doğal olarak bu devleti ve ilkelerini koruyacak bir karara imza atarak belirli bir gurubun uzlaşı kültürünü yok edecek eğilimlere yönelmesini ortadan kaldırmıştır.
YAPILACAK İLK TUR SEÇİMDE, BİR ADAYIN SEÇİLEBİLMESİ İÇİN 367 OY GEREKİYOR İSE TOPLANTININ AÇILABİLMESİ İÇİN 367 KATILIM GEREKMESİ, ANAYASANIN VE DEMOKRATİK UZLAŞMANIN GEREĞİDİR.
Akıl ve mantık ta bunu gerektirir. Ancak bu düşüncelere varmak için sayın KANADOĞLU'nun öne sürdüğü görüş ortaya çıkmamış olsaydı ve ömrünü tamamlamış ve yenilenmek üzere seçime giderken bir gurubun kendi adayını seçtirmek çabası sonuç vermiş olsaydı, ülke açısından olumsuz gelişmeler ortaya çıkardı.
Milyonlarca yurttaşın yaşam biçimi ve Cumhuriyetin temel değerleri üzerine oluşan hassasiyeti, yükselerek devam ederdi.
Ülkede beriki, öteki üzerine oluşabilecek kutuplaşmalar Türkiye'ye verilebilecek en büyük zarardır.
UZLAŞMA YERİNE DAYATMA EGEMEN OLUR İSE SONUÇ BU ÜLKEDE YAŞAYAN HİÇ KİMSEYİ MUTLU ETMEZ.
ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARI EN YALIN TANIMI İLE UZLAŞMAYI EGEMEN KILIYOR.
Bir tek bir bireyin bile kendini TÜRKİYE CUMHURİYETİ'nde güvende hissetmesini sağlayacaktır.
Herhangi bir gurup veya parti yaşam biçimini dayatamayacaktır.
Daha önceki bloglarda söz ettiğim gibi, keşke AKP eline geçen olanakları harcamak yerine, tüm ulusu kucaklayacak ALGILARI toplumda oluşturabilseydi.
Keşke seçim sisteminden tutun, siyasi partiler yasasına varana kadar daha demokratik yasalar için çaba gösterebilseydi. Dokunulmazlıkları kaldırabilseydi..
Sayın Baykal dava ile ilgili açıklamalar yapmasaydı. Sayın Erdoğan hedef gösteren açıklamalar yapmasaydı.
Ancak politikacıların bu hesapsız beyanatları çağdaş bir ülke olma yolunda daha çok ekmek yememiz gerektiğini gösteriyor.
***
Dün gece Anayasa Mahkemesi kararı açıklandıktan sonra televizyonlardaki tartışmaları izledim.
Ne yazıkki eleştiriler ve açıklamalar yanlı, tutarsız ve kendi içinde bile çelişen beyanatlardı.
Bir tek sayın Kanadoğlu tutarlı ve mantıklı izahatlar yaptı.
"Meclis Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecini bitirmeden herhangi bir yasa vb işlemler yapamaz."
"Sürecin sonunda kaçınılmaz olarak seçime gidilmek zorunda."
"Cumhurbaşkanlığını halkın seçimine bırakmak sistem değişikliği demektir."
***
Unutulmamalı, hukuk herkese lazım. Bazı çevrelerin beklentilerinin aksine karar oluştu diye Anayasa Mahkemesini yıpratacak tavırlardan kaçınmak gerekir.
*Sayın Kanadoğlu'nun görüşleri için 2 mayıs tarihli gazetelere ve internete bakılabilir..
*Fotoğraf Milliyet İnternet.