Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '12

 
Kategori
Siyaset
 

Hükümet, PKK'nın tuzağına düşmemeli. Çare Federal Başkanlık Sistemi ve Yeni Halkçı Anayasa'dır

Hükümet, PKK'nın tuzağına düşmemeli. Çare Federal Başkanlık Sistemi ve Yeni Halkçı Anayasa'dır
 

Orta Doğu'nun ve PKK'nın Stratejisi Öcalan'dan değil bu adam (Silvan Şalom) yönetiyor.


AK Parti, Açılımlar, KCK, Federal Başkanlık Sistemi ve Ölüm Oruçlarına  Bakış

10 yıldır iktidarda bulunan ve dünya konjonktürü, projesiz CHP'nin de herşeyi kağıttan ezberden okuyan MHP'ninde umut olmaktan uzak olması dolayısıyla AK Parti Türkiye'de siyasal hayatın en büyük entrümanı olarak uzunca bir zaman daha kalacak gibi görünmekte. İktidara geldiğinde geniş halk yığınlarının umut olarak görüp oy verdiği Ak parti, gerçekten bir çok açılım yapmıştı. Açılım şimdi ağza alınamıyor. 

Ekonomi eskiye oranla kıyaslanamaz. Demokratikleşme ise PKK'nın ve BDP'nin, genelenksel Türk siyasetinin  inkar politikasının ortadan kalkması sonrasında olayı hemen özerkliğe taşımaya kalkması sebebiyle Kürt sorunu tıkanma noktasına geldi. KCK ile devlet içinde devlet kurarak daha horozlar ötmeden sabah oldu sanan PKK stratejik hatalar silsilesi yapmakta. Hükümet açılım yaptıkça PKK kaçlım ve sabotaj yaptı. Onca yapılan iyi şeyler asla görülmedi PKK tarafından.

Açılımların hızlanması ve yeni anayasa'nın yapılacağı bu evrede Ergenekonla her daim iş birliği içerisinde bulunan ve derin NATO ve Gladio'nün  stratejik planlamasının bir ürünü olan ve Türkiye'de ULUSÇULUK akımının ve sanılanın aksine rejimin tehlikeye düşmemesini sağlayan bu kirli çatışma ortamı çok bedel ödetti herkese.

AK Parti'nin Başkanlık ve ABD ve Rusya tarzı eyalet sistemine geçmesini engellemek için PKK elinden geleni ardına koymuyor.

Bu sistem bir zamanlar zehirlenerek öldürülen Cumhurbaşkanı Özal'ın 2. Cumhuriyet planıydı bir bakıma. Özal öldürülüp yerine statükocu Demirel gelince bu plan rafa kalktı ve terör her daim azdı.

Şimdi AK Parti, demokratik ve Başkanlık sistemi olan yep yeni bir ANAYASA'yı yapmasından en çok PKK ve MHP endişe etmektedir.

Neden?

Çünkü ülkemizde ırkçılığı körükleyen ve ne huzur ne barış ortamı bırakmayan bu iki Kürtçü ve Kurtçu kafa yapısı asla kendilerinin varlık nedenini ortadan kaldıracak bir düzenlemeyi hoş görmez.

KCK ve onun üst orkestra şefi Ergenekon ile aslında daha üst şefi Gladio ile bu ülkeyi kaosa sürüklemelerine karşı AK Parti daha cesur olmalı. Ne PKK/KCK'nın ve ne Ergenekon'un nede GLADİO'nun bu oyunlarına gelmemeli.

Yeni Anayasayı başka bahara bırakmamalı.

Şu an ki Ölüm oruçları ve PKK/KCK 'nın uzlaşmaz siyasetine karşı aynı şiddette sertleşme ve restleşme yada alaya alma politikaları yerine herşeye rağmen güçlü İstihbarat, güçlü devlet yapısı, güçlü bir sistematiği ülke içinde oturtmaktan kaçınmamalı.

Özellikle İstihbarat bu kadar çok başlı olmaz. Bir ülkede istihbarat tek başlı olmalıdır. MIT, Emniyet, Jitem, GN Kurmay Özel İstihbaratı ayrı ayrı olması ülkedeki çok başlılığı, gizli ve sinsi siyaset izleyenlerin işine gelmekte.

Zaten, PKK/KCK ve Ergenekon'un en çok korktuğu buydu. Zira güçlü MIT ülke savunması ve stratejik bilgilerin tek elden toplanıp değerlendirilmesi buna göre ayağı yere sağlam basan bir istihbaratın oluşması ülke güvenliğini arttırıp, etkin bir dış ve iç siyasetin belirlenip zemin bulmasına, Türkiye'nin küresel bir güç olmasına yol açacak unsurdu.

Hakan Fidan hakkında hep geçmiştede yazdığım gibi MIT'e saldırıların sebebi bu yüzdendir. Fidan ve ekibi MIT'i güçledirdikçe yeniden yapılandırdıkça birileri hep rahatsız oldu, faili meçhul bitti ama o rahatsız unsurların ULUDERE ve OSLO fitneleri bitmedi.

Hükümete kurulan bu tuzak aslında sadece PKK'yada ait değil, Ergenekon'a da ait. Bu iki yapılanma birbirinden bağımsız değil, varlıklarını ve gücünü birbirlerini yok etmeden Anadolu'nun dağlarında gerici dedikleri bu halkın evlatlarını 32 yıldır kıtır kıtır kurban verdiren zihniyetin ürünleri bunlar. Bu zihniyet ulusçu, ırkçı, ayrımcı, güç odaklı ve gizemli işleri çevirmeyi seven zihniyet, statükodan vazgeçmeyen ve buradan beslenen ve çağı okuyamayan stratejisi eskimiş ama kendini kullandırtmaya bayılan bir zihniyet.

Hükümet'i hepimiz eleştiriyoruz, yaptığı zamlara, vergileri adaletsizce toplamasına vb bir sürü saçma sapan yaptığı siyasetler var, dış politikada 80 sene önce Britanya'ya ve uydusu ABD'ye verdiğimiz Lozan taahüdünden ve NATO'yle perçinlenen imzalardan dolayı yapmak zorunda kalınılan saçma sapan Suriye politikalarımızda var, fakat bir gerçek daha varki şu an bu ülkeyi ne kadar kızsakta AK partiden daha iyi yönetebilecek bir oluşum da yok. Kılıçtaroğlu hiçbir entellektüel derinliği olmayan ve konuşmalarıyla bizi şaşırtan biri değil. Sayın Bahçeli okuyarak yaptığı konuşmalardan dolayı göz renginin ne olduğunu hala bilmiyoruz. Bir tek Has Partili KURTULMUŞ ve onun hafiften İslami SOSYAL DEMOKRAT söylemi vardı o da AK Partiye gitti zaten.

Ak Parti bunu bilip bundan dolayı yanlışa daha çok girmemeli, şımarmamalı, ilk döneminde olduğu gibi dikkatli özenli ve süreç odaklı olmaya devam etmeli. Ülkeyi BAŞKANLIK Sitemine ve her türlü kışkırtmaya rağmen ABD, Rusya Federasyonu, Almanya ve Britanya gibi eyalet sitemiyle yönetmeli. Kürt halkının dilsel, kültürel, eğitsel haklarını vermeye devam etmeli. Açılımlar durmamalı. Çiller ve Mehmet Ağar döneminin siyasetine dönülmemeli. Diğer yandan PKK ve KCK ile de sonuna kadar mücadele sürdürülmeli.

Devlet'in adaleti güçlü olursa PKK'nın vicdanı Kürt halkı tarafından idam edilecektir zaten. İdam'a gerek yok.

Umutmamak gerekir ki bu halkın çoğu AK partiye Anayasayı demokratik ve halk odaklı olarak yap demiştir. İdam sehpalarını geri getirmek için değil.

O sehpalar geri gelirse belki bir kaç terörist asılacaktır ama sonrasında nice İskilipliler, Menderesler ve Gezmişler gibi değerli yiğit insanlarda rejime kurban gidebilirler. 

Yıllarca 80 küsur yıllık bu rejim kavga, çatışma üretilmesine engel olamamıştır. Öyleyse Devlet odaklı rejim değişmelidir. Rejim kesinlikle HALK odaklı Başkanlık sistemi, güçlü federal yapıda, sorunlardan kaçan değil sorunları teröre rağmen çözen bir rejim olmalıdır. Biz Türk halkı Kürt kardeşlerimizin haklarını kültürel, dilsel olarak vermek ve Anadolu'da beraberce kurduğumuz bu ülkede mutlu yaşamak zorundayız.

İster kabul edelim ister etmeyelim Kürt sorunu sadece Türkiye'nin değil, 20 yüzyıl faşizmi içerisinde tüm orta doğu ve İslam aleminin sorunu olmuştur.

Bu sorunun bitmesi İsrail'in işne gelmiyor, o yüzden PKK/KCK yapılanmasına "Ne kadar açılım olursa olsun sakın taviz vermeyin bağımsızlığa kadar" diyorlar. Kurulacak Kürdistan'ın başına Silvan Şalom gibi Kürt Yahudilerden biri gelecek. Kurulacak Kürdistan onların oyuncağı olacak ve Türk, İran ve Arap toplumlarının bel fıtığı olmaya devam edecek.

Bu sorunun çözümüne vurlacak neşter kesinlikle Federal Başkanlık sistemdir. Bu söylem PKK ve KCK'nın eşinden tüm oyuncakları alacaktır.

Hükümet, en sertşekilde PKK/KCK ve dayatmacı Ölüm oruçlaıyla mücadele etmeli ama asla adaletten vaz geçmemeli ve federal Başkanlık sistemi başka baharlara küçük şahsi hesaplara kalmamalı.

Türkiye zaman kaybetmemeli. Şu an konjonktür hazır Obama'yı Putin yüzünden gerektiriyorsa, bunun sonucu AK Parti'de Türkiye'de iktidar olması hep isteniyor. Fakat Putin ölüp, Esad gidip, İran teslim olup, Orta Doğu Britanyanın eline kalırsa iş sakata biner ( Müttefikler için değersiz bir ülke olaya devam ederiz). Konjonktür değişir, Rusya içine çekilir, ABD 'de Cumhuriyetçi faşistler göreve gelir, İsrail istediği kadar şımarır, Gazzeye Fosfor bombası atılmaya devam eder, ülkemizde ise statükocular ve 90lı krizli yıllar tekrar gelir. Bu mu olsun yani?

Bunu mu istiyoruz?

Öyleyse neden bekliyoruz Allah aşkına Allah sonsuza kadar zaman tanımaz kimseye.

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..