Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '11

 
Kategori
Haber
 

HÜSEYİN CAHİT ARAL...

HÜSEYİN CAHİT ARAL...
 

Hüseyin Cahit ARAL…


Bu ismi, Kayseri’de 40 yaşın üzerindeki herkes tanır…


İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi'ni bitiren Aral, sanırım Necmettin Erbakan ile aynı dönem mezun olan makine mühendisidir. Türkiye’de tamamen kendi projesi ile ürettiği ve “İlk” patentli motor olma özelliğine sahip “Aral Motor”un da sahibidir.


Yine hafızam beni yanıltmıyorsa, Kayseri’ye geç bir mühendis olarak Karayolları Kayseri Bölge Müdürlüğüne “Makine Mühendisi” olarak gelmiştir. Daha sonra Orta Anadolu Mensucat Fabrikasında çalışmış ve oradan da yine Türkiye’de “Meyve suyu” denilince ilk akla gelen “MEYSU” fabrikasının kuruluşuna önderlik etmiştir.


Benim Hüseyin Cahit ARAL ile tanışmam, işte bu noktada başlar…
 

“Devlete memur” olmaktan vazgeçtikten sonra, çalışmaya başladığım Meysu A.Ş.’nin idari ilk on elemanından biri ve Cahit ARAL ile aynı çatı altında çalışmaktan hep gurur duymuşumdur…


Sorumluluk alma, kritik dakikalarda aniden karar verebilme, iş başarabilme, ekip çalışması ruhu gibi çalışma hayatı içinde başarılı olma yetenekler edinebilmemin öğretmenidir Cahit ARAL…


Çalışma hayatımızda “İnsan önceliği”nin vazgeçilmezliğini, hoşgörüyü, aidiyeti, cefakarlığı, vefarkarlığı, iş içinde eğitmenliği hep ondan öğrendik.
 

Çok şey öğrendik kendisinden…
 

Bugün “Kayseri Sanayisi”nin temel taşı kuruluşlarında emeği vardır. Çünkü Cahit ARAL, Kayseri’li girişimcilere “Anonim” çalışmayı göstermiştir. Meysu A.Ş., Kayseri’nin ilk “Çok ortaklı”  şirketi olma özelliğine sahiptir.
 

Kayseri’den ayrıldıktan sonra O’nu Anavatan Partisi Kurucu Üyeliğinde gördük. 17. Dönem Ankara, 18. Dönem Elazığ Milletvekilliği ile TBMM üyeliği yaptı.


Turgut Özal’ın ilk kabinesinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yaptı. Türkiye O’nu, Çernobil'deki nükleer santral patlamasından sonra, dönemin Sanayi Bakanı olarak, halka "içiniz rahat olsun" mesajı vermek için kamera önünde çay içtiğinde tanıdı.


Geçmişindeki “Başarı” öyküleri unutuldu, özellikle medyada bu yönüyle anıldı, eleştirildi. Bence hiç de hak etmediği bir durumdu. Türkiye’de “Nükleer Santral” kurulması gündeme geldiğinde de tartışıldı. Sorulduğunda içtiği çayı hatırlatarak “Hala yaşıyorum, 3 değil on santral kurulsun” demişti…


Oysa O’nun “Rahle-i tedrisinden” geçen birçok kişi, bugün Türkiye’de başarıları ile övünenlerdir.
Anında, çok isabetli karar verebilen, projelendirebilen bilgi birikimine ve zekâya sahipti. Zaman mevhumu O’nun için yoktu, sanırım uyurken bile düşünebilendi.


Bir yaz günüydü galiba, “Nöbetçi Amiri” olarak fabrikada gece kalıyordum. İşler yoğun, 24 saat bayilere sevkiyat yapılıyordu.


Gecenin ortasında ambar memuru arkadaş geldi “Abi… Kamyon yok, sevkiyatlar gecikiyor, mal dışarı taştı, ne yapacağımı bilemiyorum” dedi.
 

Gerçekten de sevkiyat için araç bulmakta zorlanıyorduk. Elimizin altında şöyle 15 kadar kamyon olsa, işler sıkışmayacaktı. Arkadaşa “N’apalım, şu dakika yapılacak bir şey yok” dedim, gitti…


Sonra oturdum düşündüm. Personel sayımız oldukça kabarıktı. Kendi aramızda bir “Taşıma şirketi” kurup öz sermayemiz ile kamyon alabilir, malımızı da kendimiz taşıyabilirdik. Hemen oturdum “Meynak Nakliye” adını verdiğim şirketin “Ana sözleşmesini” yazmaya başladım. Sanırım gece saat bir buçuk sıraları filandı.


Telefon çaldı, kaldırdım, karşımda Cahit Aral…


Öyle olmadık saatlerde alışık olduğumuz aramalardan biriydi, o gün de aradı ve “Ne var ne yok” dedi. Ben de sıkıntıyı anlattım ve “Şirket kuruyorum” dedim. Güldü “Kolay gelsin” dedi…


Yarım saat sonra tekrar aradı “Ben geliyorum, bana Et ve Balık Kurumu’na ödediğimiz soğuk hava deposu ücretlerinin toplamını çıkar gelinceye kadar” dedi. Ödemeyi ben yaptığım için, kayıtları da bendeydi, zorlanmadım gece yarısı tabi ki…


Geldi… Rakamlara baktı ve “Bu sözleşmeyi ‘Meybuz Meyve ve Buzlu Muhafaza, Nakliye A.Ş.’ olarak değiştir, sabaha hazır olsun” dedi ve gitti…


İşte böyle… “Meybuz Meyve ve Buzlu Muhafaza, Nakliye A.Ş.” bir saat içinde kurulmuş oldu.


Her zaman saygıyla ve minnetle andığım Hüseyin Cahit ARAL’ı dün 84 yaşında kaybettik, bugün de İstanbul’da toprağa veriliyor. Vefat nedeni, içtiği “Radyasyonu(!) çay”dan değil…


Dört erkek evladı sahibi ve hepsi de babaları gibi başarılı…
 

Allahtan rahmet, sevenlerine ve ailesine de başsağlığı diliyorum…


03 KASIM 2011
İBRAHİM PEKBAY
 

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..