Hüsnü Mübarek'in, milisleri de işe yaramıyor

Mısır Hükümeti dış müdahalelere karşı sert tepkiler veriyor. Özellikle Başbakan Erdoğan'ın şu açıklamalarına Hükümet sözcülerinden sert yanıtlar gelmekte geçikmedi. Başbakan ne demişti; ''Mısır halkının haykırışına kulak verin, halkın iradesine karşı çıkmayın, halkın isteklerine başınızı çevirmeyin'' mealinden söylenen sözlere, Türkiye kim oluyor, Mısır'ın iç işlerine karışıyor, kendi iç işlerine baksın diyen açıklamalar yapıldı.  

Hüsnü Mübarek, protestoculara direniyor. 30 Yıllık iktidarından vaz geçmek şöyle dursun, muhaliflerin üzerine milis güçleriyle saldırıya geçti, onlarca ölü ve yüzlerce yaralı olduğu görülüyor. Mısır'da, 300 bin sınır polisi adı altında kurulmuş Mübarek'e bağlı, polis gücünün yanında, hizmet sektöründe, turizmde, plajlarda çalışanlarda milis görevi yapıyorlar. (Turizm Mısır'da önemli bir yer tutar) Bu güçler; Fakir, cahil, köylü ve eğitimsiz insanlardan oluşturulmuş Mübarek rejiminin bekçileri olarak görev yapmaktadırlar. Nitekim Mübarek son kozunu muhaliflere bu milisleri saldırtmak suretiyle bertaraf etmek istemektedir.  

(Güney sınırlarında kullanılmak üzere 50 bin kişilik sınır polisi kurulması hususu, bir müddet önce bizdede gündeme getirilmiştir. Türkiye'de fikirlerini ve seslerini duyurmak istiyenlere karşı hükümetin vermiş olduğu tepkilerin şiddeti Mübarek rejiminden pek farklı görülebilir mi?)  

ABD'nin desteğiyle bugünlere gelmiş olan, 82 yaşındaki Hüsnü Mübarek; baskıcı, işkenceci ve yolsuzluklara gömülmüş rejimini bırakmamakta direnmesi, işsiz ve fakir halkının tepkisine kulak tıkamakta ısrarcı olması, iktidar hırsının nerelere ulaştığının bir göstergesi olarak tarihte yerini alacaktır.  

Mübarek'in devri bitmiştir, şu anda uzatmaları oynamak için çeşitli bahanelerle açıklamalar yapması, kararlı Mısır Halkı'nı ikna etmeye yetmiyecektir. Mübarek'in 62 yıllık hizmetlerinden sıkıldığı mesajlarını vermesi ve Başkan Yardımcısı Ömer Süleyman'ın, protestoculardan kimseyi öldürmediklerini açıklaması, Mübarek'in iktidarı bırakması halinde Mısır için ciddi tehlike olacağı ve zor bir sürecten geçtiklerini beyan etmesi, umutlarının her geçen saat tükendiği anlamını taşımaktadır.  

El Tahrir Meydanı'nı dolduran milyonlar, Türkiye'nin genel panoromasını model olarak alabiliyor, Mısır'daki sağcısı, solcusu, Müslüman Kardeşleri, liberalleri ayrıca 10 milyonun üstünde Hiristiyan nüfusu için, Türkiye'nin önemi büyüktür. Türkiye'deki Demokrasi, libareliyle, Laik'iyle, muhafazakarlarıyla ve ekonomik yaşamıyla fakir Mısır halkının özlemine örnek teşkil ediyor.  

Değişim rüzgarları Tunus'tan sonra Mısır'ı içine alarak genişlemektedir.  

Yemen'de, Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih, 2013' de görevi bırakacağını söylemek zorunda kalıyor. 30 Yıldan fazla Salih yönetimi Yemen'de yolsuzluğa bulaşmış zorba bir rejim olarak fakir ve sefalet içindeki halkını sömürmekten başka birşey verememiştir.  

Ürdün Kralı, Abdullah hükümeti görevden aldı. Suriye Devlet Başkanı, Başer Esad halkına reform sözü verdi. Cezayir'de 1992 den beri devam eden olağanüstü hali '' Çok yakın bir gelecekte'' kaldıracağını Cezayir Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika açıkladı.  

Ok yaydan fırladı, Ortadoğu'da, K.Afrika'da Krallık'ların ve Diktatörler'in işi artık zor görünüyor. Demokrasi rüzgarları Arap Dünya'sının üzerinde esmeye başladığını görmekteyiz.  

Küçülen dünyada, değişimin kaçınılmaz olduğu ve daha çok demokrasi, daha fazla paylaşımın önünde hiçbir gücün duramayacağı gerçeği görülmelidir.