- Kategori
- İlişkiler
Hüzün zaman zaman deli dalgalarla gelir

Duvarı nem insanı gam öldürümüş... Tövbeler tövbesi. İnsanı gamdan kasavetten uzak tutmağa çalışmak için mi çıkarılmış acep bu söz?
Bir şeylere pek bir üzüldüm yakınlarda daha doğrusu sevdiceklerimden birinin üzüntülü sesi, kederi beni de ne çok üzdü öyle. Telefon da ki üzgün, ağlayan o ses benim üzerime sanki tonlarca yük bağladı.
Teselli etmeğe çalışıyorum yok ne mümkün üstüne üstlük bir de olayı hafife almakla suçlanıyorum. Öyle dedim, böyle dedim yok teselli edemedim.
Biraz zaman geçiyor açıyorum telefon nabız yokluyorum. İkimiz de rol yapıyoruz "ah" desem sular seller gibi ağlayacak. beceriksizce kelamlar ediyorum günün en komik olayını anlatıyorum ııh kar etmiyor, kapatıyorum.
Üzerimde ki yük gitgide artıyor, taşıyamaz hale geliyorum. Bana söylenen her söz manasız her davranış saçma geliyor. Sinir oluyorum herkese, her zaman keyif aldığım görüntüler bile beni etkilemiyor bile.
E be güzelim "makul olsan diyorum içimden" artık biliyorum senin hamuruna benim o aptalca korkularımı, endişelerimi olumsuzluklar karşısında binbir çeşit senaryo yazma yeteneğimi de katmayı unutmamışım çok lazım gibi.
Halbuki ne gerek var öyle çeşitliliğe onca güzel yeteneğin var iken? (çokta alçak gönüllüyüm amanın)
İki büklümüm artık taşıyamıyorum bu yükü der iken telefonum çalıyor, olumsuzluk olumluya dönmüş kızımın sesinde kuşlar şarkı söylüyor.
Sanki üzerimden kilolarca yük anında buhar olup uçuyor. Bu nasıl bir mucizedir anlamıyorum. Annelik zor zanaat dostlar. Belki bir başkasının kederi bizi yine üzse de kendi kanından canından bir parçanın hüznü dar ediyor dünyayı.
Hani türküde ki gibi...
Yine gam yükünün kervanı geldi,
Çekemem ben bu derdi de yavrum bölek seninle.
Gam yükünün kervanı geldi geçti buradan. Neden mi üzüldü kelebeğim o ayrı bir blog konusu o konuda sevinci ve mutluluğu yazacağım. Hüznün içine katamadım ne yapayım.
Gamsız nemsiz hayatlar ve duvarlar dilerim efendim. Sevgi ile kalın.
Bir şeylere pek bir üzüldüm yakınlarda daha doğrusu sevdiceklerimden birinin üzüntülü sesi, kederi beni de ne çok üzdü öyle. Telefon da ki üzgün, ağlayan o ses benim üzerime sanki tonlarca yük bağladı.
Teselli etmeğe çalışıyorum yok ne mümkün üstüne üstlük bir de olayı hafife almakla suçlanıyorum. Öyle dedim, böyle dedim yok teselli edemedim.
Biraz zaman geçiyor açıyorum telefon nabız yokluyorum. İkimiz de rol yapıyoruz "ah" desem sular seller gibi ağlayacak. beceriksizce kelamlar ediyorum günün en komik olayını anlatıyorum ııh kar etmiyor, kapatıyorum.
Üzerimde ki yük gitgide artıyor, taşıyamaz hale geliyorum. Bana söylenen her söz manasız her davranış saçma geliyor. Sinir oluyorum herkese, her zaman keyif aldığım görüntüler bile beni etkilemiyor bile.
E be güzelim "makul olsan diyorum içimden" artık biliyorum senin hamuruna benim o aptalca korkularımı, endişelerimi olumsuzluklar karşısında binbir çeşit senaryo yazma yeteneğimi de katmayı unutmamışım çok lazım gibi.
Halbuki ne gerek var öyle çeşitliliğe onca güzel yeteneğin var iken? (çokta alçak gönüllüyüm amanın)
İki büklümüm artık taşıyamıyorum bu yükü der iken telefonum çalıyor, olumsuzluk olumluya dönmüş kızımın sesinde kuşlar şarkı söylüyor.
Sanki üzerimden kilolarca yük anında buhar olup uçuyor. Bu nasıl bir mucizedir anlamıyorum. Annelik zor zanaat dostlar. Belki bir başkasının kederi bizi yine üzse de kendi kanından canından bir parçanın hüznü dar ediyor dünyayı.
Hani türküde ki gibi...
Yine gam yükünün kervanı geldi,
Çekemem ben bu derdi de yavrum bölek seninle.
Gam yükünün kervanı geldi geçti buradan. Neden mi üzüldü kelebeğim o ayrı bir blog konusu o konuda sevinci ve mutluluğu yazacağım. Hüznün içine katamadım ne yapayım.
Gamsız nemsiz hayatlar ve duvarlar dilerim efendim. Sevgi ile kalın.