- Kategori
- Tarih
II. Abdülhamit ve Latin alfabesi...
Latin alfabesine geçme işi bir süreçtir...
"Halkımızın büyük cehaletine sebep, okuma yazma öğrenimindeki güçlüktür. Belki bu işi kolaylaştırmak için Latin Alfabesini kabul etmek yerinde olur"(Sultan II. ABDÜLHAMİD
TÜRK DİLİNİN LATİN HARFLERİYLE YAZILMASININ TARİHİ, 14.YÜZYILA KADAR DAYANIR...
14. yüzyılın başlarında, Hıristiyan Katolik mezhebine mensup Fransiskan tarikatı misyonerleri, Kuman Türklerini Hıristiyanlaştırmak için Türkçe'yi öğrenmişler ve Türk dilini latin harfleriyle ifade etmeye çalışmışlardır.(1)
Türklerin, İslamiyet'i kabul etmeleriyle birlikte, İslam dininin kutsal kitabının, peygamberinin hadislerini ve dine ilişkin bilgilerini daha kolay öğrenebilmesi için Uygur alfabesi bırakılmış ve Arap yazısı kullanılmıştır.(2)
NOT : Osmanlı Sarayında da Uygurca bilen katipler vardı. Örneğin, Osmanlı Devleti ile Akkoyunlu Devleti arasında yapılan Otlukbeli Savaşı'ndan sonra(1473) Padişah II. Mehmet, Özbek Han'a gönderdiği "zafernamesi" Uygur alfabesi ile yazılmıştı. Bu alfabe, Osmanlı merkez yönetiminde el yazmalarında 18. yüzyıla kadar kullanılmış ve sonra unutulmuştur.(X)
Uzun süre, Osmanlı Türk toplumunun değişmez alfabesi olarak kullanılan Arap kökenli alfabenin, 19.yüzyıla gelindiğinde, okuma yazmada doğurduğu güçlükler yanında, Türkçe'nin ses varlığına uygun olmadığı fark edilmiştir. Bunun üzerine, Arap kökenli alfabede bazı değişiklikler yapılarak, Türk diline daha yatkın hale getirilmesi düşünülmüştür.
1862'de, yazıda reform sorununu ilk kez ortaya atan Müfit Paşa(1828-1910), Arap harflerinden yana olmasına rağmen, okuma yazmanın zor, basım işinin güç ve pahalı olduğunu öne sürerek, bazı düzeltmelerin yapılmasını ve yazım yöntemlerinin değiştirilmesini önermiştir.(3)
Namık Kemal de, Türkçe'nin Latin harfleriyle yazılması konusunda bazı düşünceler ileri sürmüş; ancak İslam Birliği yanlısı olduğu için Arap harflerinin bırakılması yönünde kesin bir tavır koyamamıştır(4). Şinasi ise, "Bizim dilimiz Türkçe' Arapça kurallara uymak zorunda değiliz" demiştir.(5)
II. Meşrutiyet Dönemi'nde, alfabenin yeniden düzenlenmesi ve Latin alfabesinin alınması gibi iki ayrı yönde gelişen tartışmalar sürerken, İslam Birliği'nin en büyük savunucusu Abdülhamit'in, "Halkımızın büyük cehaletine sebep, okuma yazma öğrenimindeki güçlüktür. Belki bu işi kolaylaştırmak için Latin alfabesini kabul etmek yerinde olur"(6) şeklindeki düşüncesi ilginçtir.
İttihat Terakki Cemiyeti'nde olanlar da, genelde Latin harflerinden yana olmuşlardır. Örneğin, İbrahim Temo(İbrahim Murat ya da Latinci Temo
), Kılıçzade Hakkı ve Hüseyin Cahit bu düşüncenin başta gelen temsilcileri olmuştur. Ancak, Şeyhülislamlık, Kuran'ın Latin harfleriyle yazılamayacağını öne sürünce Latin harflerinin kabulü gerçekleşememiştir...Bu iş Cumhuriyet Dönemi'ne, Atatürk'e kalmıştır...
cdenizkent
21 Ocak 2014
_________________ :
(1) Nahit Dinçer, Türkiye'de Kültür Buhranı, Sebepleri ve Neticeleri, 1988, s.121
(2) Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu, Türk Tarih Kurumu Yayını, 1988, s.422
(X) Vikipedi, Özgür Ansiklopedi
(3) Şerafettin Turan, Türk Kültür Tarihi, İstanbul:1990, ss. 77-78.
(4) Sadettin Buluç, "Osmanlı Devrinde Alfabe Tartışması", Harf Devrimi'nin 50.Yılı Sempozyumu, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını, 1981, s.46
(5) Cahit Tanyol, Atatürk ve Halkçılık, Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1981, s. 122
(6) Sultan Abdülhamit, Siyasi Hatıratım, Çev. Salih Can, İstanbul: 1974, ss.177-178