Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '09

 
Kategori
Mizah
 

İil randevu, ilk yemek

İil randevu, ilk yemek
 

İLK YEMEK


Biraz içinde hayatın gerçeği, biraz da kara mizah diyeceğimiz oyle şeyler yapıyoruz ki, işte bunlardan biri daha. Efendim, bunlar iki genç kız, artık çocukluktan çıkıp, etraflarında ne olup bittiğine bakacak, özelliklede erkekler tarafından beğenilmek arzusu başlamıştır, içlerinde. Buraya kadar son derece doğal, olması gereken de bu, diye düşünüyorum.

Kızlarımızdan biri biraz çirkin, bilirsiniz çirkin kadın yoktur, bakımsız kadın vardır, felsefe ile yola çıkan bu kızımız, arkadaşına dert yanar. Yeni bir erkek arkadaşım var, beni güzelleştir, bunun için ne yapmam lazım. Arkadaşı olanca içtenliği ile, gel gidip bir çift renkli lens alalım, gözünün rengini değiştirelim der ve kabul görür. Daha sonra bizimkinin biraz şaçları gür olmadığından perukçuya gidip ek şaç alma fikride galip gelince, ek saçta alınır. Yalnız en önemli konu diş, bizimkinin iki dişinin tam orta arası ayrıktır. Buna bir çözüm bulunması gerekmektedir. İki kafadar saatlerce oturup, düşünürler zaman daralmıştır, dişçiye gidilse hem bu iş çabuk olmayacak, hemde ciddi anlamda paraya ihtiyaç olacak. Birden akıllarında bir patlama olur, evet evet bulunmuştur. Boşluk olan kısma japon yapıştırıcı ile bayez sakız yapıştırmak. İçleri rahatlamıştır. Artık hazırlanma zamanı gelmiştir.

Bizim kız, önce lensleri yerleştirir gözüne, güzel bir göz makyajı, ek saçlar takılır, saçlar daha gür ve albenisi oldukça fazla ve iddialı, japon yapıştırıcısı ile de diş sorunu sakızla halledilir. Burda ufak bir sorun kalmıştır. Bizim kızın, küçükten geçirmiş olduğu bir kulak probleminden dolayı, kulak az duyduğundan kulaklık kullanmaktadır. Ancak bu kulaklağın görülmemesi içinde, saçlar kulağın önüne alınır. Şık bir elbise giyilir ve randevu saatinde bizim kızımız sanki moda mecmuasından dışarı fırlamış, adeta bir manken gibidir. Bu arada biraz karnı olduğu için oldukça sıkı bir korse giyilir, eh bir kaç sat idaare edilir düşüncesi ile bu zorluğa katlanılacaktır.

Güzel bir restorantta verilen randevuya gidilir. Genç adam karşısında gördüğü bu genç bayana, hayran kalmıştır. İltifatlar hemen başlar, evet çok güzelsin. Yemeğe oturulur. Yemek yenirken bizim sakız olduğu yerden çıkarak yemeklerle beraber bir güzel mideye iner. Diş arasından yapıştırıcının bir kısmı gözükmekte, ara artık boştur. Bizimki fazla heyacanlı olduğundan, farkında bile değildir, tam bu sırada, camdan gelen haşin bir esinti, beraberinde küçüçük bir toz tanesini bizim kızın göznün içine kaçırır. Gözü sulanır, makyaj bozulmasın diye şöyle bir siler gibi hareket ama, lens kaymıştır. Gözün bir tanesi resmen çift renkli gözükür, siyah ve yeşil, tabi gene farkında değildir. Karşısındaki erkeğe melül melül bakmaktadır. İçinden gerçekten güzel olduğunuda tekrar etmekten bıkmaz. Bu arada erkek kızın gözünü ve dişini farkedip soru soracağı anda, kızın kulağındaki cihazın pili bitmiştir. Artık net olarak duyması, karşısındakini anlaması mümkün değildir. Pil takmasının doğru olmayacağını düşünerek ağız okuma yardımı ile ve her söylenen şeye gülümseyerek tabi bende, olur neden olmasın gibi cevaplar verebileceğini düşünür.

Erkek karşısında oluşan bu değişimin tabi olumsuzlukların ne olduğunu sormak için biraz sokularak soru soracağı zaman, eli saçına takılır, kurtarmaya çalışırken ek olarak takılan bir tutam şaç genç delikanlının elinde kalır. Artık yaşanan bu son olaydır. Erkek ayağa kalkar, kusura bakma benim çok acil işim var, hoşça kal der. Bizimkisi kulakta alet çalışmadığı için içinden, kaba adam deki bari tuvalete gideceğim. Çişim var denir mi, buda TEOMAN 'dan öğrenmiş herhalde der. Cevap verir, tabi tabi sen işine bak, ben beklerim.

Erkek daha başka bir yeni felaketle yüzyüze gelmemek için, derhal bulunduğu mekanı terk ederken, kız bakarki erkek dışarı çıkıyor, hemen arkasında koşup tuvaletin içerde olduğunu söyleyecekken korse sıkıntıya dayanamayıp kendini kopçalarından fırlatır. Elbise de bu gerilime dayanamayıp fermuar fermuarı itelemeye başlar. İplikler daha tutamayacağız diyip serbest konuma geçer. Kız ayakta ne olup bittiğini anlayayım derken kendini karşı aynada görür . Olanca içtenliği ve kendinle olan barışıklığı ile korkunç bir kahkaha fırlatır. Bu gülme devam ederken, garsonlardan biri yanına gelerek bayan yardıma ihtiyacınız varmı dediğinde, bizimkisi önce şu kulaklığın pilini takayım daha sonra sana cevap veririm. Yanlış bir şey yapmaktan korkuyorum .

 
Toplam blog
: 106
: 461
Kayıt tarihi
: 18.06.09
 
 

 Hayata daima pozitiv bir bakış açısı ile bakan, insanları incitmekten, üzmekten korkan ama hay..