İki büyük Deprem oldu...(Ülkede 2 Deprem oldu ama fırsat bu)

“Bence bu yıkım değil fırsat…”

Ülkede adam akıllı iki deprem oldu demokrasi ve spor adına,

Şiddetini hiç sormayın herkesin kendi meşrebine göredir, ama deprem bu şiddeti önemli mi?

Kimi artçıdır geliyorum ha der, kimi salladı mı yerle bir eder, birincisi, benim için ilk sırada olan;

3 Temmuz 2011 Fenerbahçe futbol kulübümüzün yaşadığı deprem…

***

O sırada işler tıkırında…

Başkanımız, büyük iş adamı ve gerçekten büyük başkan Aziz Yıldırım, çok büyük işler yaptı çok şey kazandırdı Yiğidi öldür hakkını yeme deme, tesisten, paraya, itibara, dünya çağındaki futbolculara varana dek…

Hemen yanı başında kendi evladımız, teknik adam Aykut Kocaman. Kör topal giderken hedefler her zaman ki gibi en tepe de olmak, ve özlenen son “Şampiyonluk” la kucaklaşma, ve 3 Temmuz da sabahın köründe gelen şiddeti hala süren “deprem”

Aziz Başkan çıktı kameralar önünde iki gün önce anlattı kısaca, yazmama gerek var mı?

Zaten Mısır'daki sağır “Sultan” bile duydu!

***

Sallandı camia ha yıkıldı ha yıkılacak derken şu muhteşem taraftar var ya taraftar, çekti çıkardı harabe olmak üzere olan dev gibi binalardan, ölümüne sevda dediler, “birimizi hepimiz, hepimiz birimiz için” dediler… Kenetlendik, iptal ettirdiğimiz "dekoderleri" yeniden bağlattık…

***

Mahkemeler savunmalar, hapisler gözyaşları sonuçta; Başkan hapiste kulüp yasaklarda…

Hukuk var ya adalet var ya bu ülkede, Başkan çıktı hapisten ama Fenerbahçe kulübü bir türlü çıkamadı içine girdiği daha doğrusu içine bilerek sürüklendiği cendereden…

Ülkede ne kadar kulüp var kulüp başkanı var Spor yazarı sunucu yorumcu var sporcu müsveddesi var saldırdı dört bir koldan, “Vurun kahpeye” misali, kimse kıvırmasın…

Ve muhteşem taraftar var ya o taraftar; hiç bırakmadı asla terk etmedi yuvasını; “Kanaryam güzel kuşum ben sana vurulmuşum” dedi…

***

Bir kere başladı mı elin kıranı vurmaya yorulana yıkılana kadar vuracak bir kere,

İşin raconu bu, “bitiremedin mi” bir daha saldır vur, yık yere çık üzerine tepele hıncını alana kadar, hesabı kesti UEFA aldığı muhteşem bir kararla…

2+1 UEFA müsabakalarından men, yani iki yıl daha şampiyon da olsan kupa da kazansan yoksun, onca yabancı futbolcu onca yatırım onca emek boşuna…

***

Ağlamanın kime ne faydası var, hukukun üstünlüğüne inanıyorsanız gideceğiniz tek yer; hukuk yani yargı…

Adalete inanıyorsanız hukuk mücadelesi başlatacak sonuna kadar kovalayacaksınız,

Pes etmek yok vazgeçmek yok yıkılmak yok yenilmek yok…

Ama asla unutmayacaksınız; “Düşenin dostu yok bu ülkede” darbe en yakından da gelir en uzaktan da ama sakın unutma…

***

İkinci deprem; taksim Meydanı Gezi Parkı eylemleri ve muhteşem bir “halk hareketi”

Konumuz ve sitemiz siyasete uygun değil, Deprem büyük hasar ne durumda, her şey ortada, gözünüz varsa görmüşsünüzdür eğer kulağınız varsa duymuşsunuzdur.

***

Ben çok sevindim arkadaşlar dostlar; inanın iki yıl ceza çok uzun gibi ama değil, çok ağır gibi ama değil, bu takım ne acılar çekti ne büyük hasretler yaşadı ne büyük kazıklar yedi…

Bu takım ne büyük….(?) ne büyük….(!) Saymakla bitmez…

Büyük takım büyük camia olmanın ceremesi de büyük sonuçta, ama iyi oldu; deprem bu çocuk oyuncağı değil, yıkılmadık ama salladı yalan mı?

Kulüp hasarlı tadilata ihtiyacı var, Camia Yediden yetmişine yorgun dinlenmeye ihtiyacı var, ve herkesin eteğindeki taşları döküp adam gibi adam olmasına, geçmişte yaşananları önüne koyup defalarca düşünmesine ihtiyaç var…

***

İki sene hem uzun bir süre hem kısa bir zaman; dinlenmek için çok kısa bir zaman ama düşünmek için çok uzun bir zaman hem de “Kocaman” bir fırsat…

Yapın müracaatınızı ayırtın otellerden yerinizi; Bazen “zorunlu” tatil iyi gelir derdi rahmetli babam…

Dinlenin ve yenilenin; şöyle çekilin bir kenara izleyin ve görün, giden gitsin kalan kalsın, ki bir daha dosta düşmana bir daha rezil olmamak, hele hele çoluk çocuğun maskarası olmamak için; “dinlenmek” lazım…

Sporcu olarak da siyasetçi olarak da ve üstelik tam zamanı…

İyi ve hayırlı Cumalar efendim…

Erdoğan ÖZGENÇ