Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '17

 
Kategori
Tarih
 

İkinci Abdülhamid... "Aklı batıda; gönlü doğuda" bir Osmanlı hükümdarı...(x)

İkinci Abdülhamid... "Aklı batıda; gönlü doğuda" bir Osmanlı hükümdarı...(x)
 

"Aklı batıda; gönlü doğuda" bir Osmanlı Sultanı...Tarihe, "hak ettiği" gibi,"abartısız" artıları ve eksileri ile geçmeliydi...


NE "BATILILAŞMANIN DÜŞMANI" NE DE  ONUN "TARAFTARI" OLAN BİR OSMANLI HAKANI...

Kesin bir tarih vermek gerekirse, Tanzimat Dönemi ile başlayan Osmanlı'nın batılılaşma hareketi, İkinci Abdülhamid döneminde de, devam etti...

İkinci Abdülhamid'in, Tanzimat'la başlayan "batıya açılma hareketine devam" ederken, "milleti kendi köklerinden koparamadan", kendi "benliğini kaybetmemiş, kültürüne, gelenek ve göreneklerine bağlı; "batıyı taklitten çok batıyı anlayacak", modern "teknolojiyi kullanacak" bir kuşağın yetişmesine çalıştığı (1) söylenebilmektedir.

Abdülhamid'in, "Doğu kültürü-batı tekniği" şeklinde özetlenebilecek bu düşüncesi; günümüzde dahi, bazı çevrelerce benimsenen, "Türkiye'nin gönlü Doğu'da, aklı Batı'da" görüşüne temel olmuştur denebilir...

x   

İKİNCİ ABDÜLHAMİD, BATILILAŞMAYA VE REFORMLARA "AKILLICA SEÇMEK VE UYGULAMAK" KOŞULU İLE KARŞI DEĞİLDİ...

Bernard Lewis, tam tersine, Abdülhamid'in, bu konuda "istekli ve eylemci bir yenilikçi" olduğunu ileri sürerek söyle demektedir(2):

Politika bir yana, Abdülhamid idaresinin ilk on yılları, yüzyılın başından beri herhangi bir dönem kadar "aktif bir değişme ve reform" dönemiydi... Daha önceki ünlü hükümdarlar sırasında başlatılmış veya tasarlanmış pek çok şeyler bu dönemde tamamlanmıştır. Bütün Tanzimat hareketinin hukuk, idare ve eğitim reformlarının, Abdülhamit idaresinin bu ilk on yıllarında gerçekleştiğini ve zirvesine yerleştiğini söylemek bir abartma sayılmaz.

Mümtaz Turhan da, "Abdülhamid'in, ne batılılaşmanın düşmanı, ne de onun taraftarı olduğunu, bu hususta ne yapmış ise, kendini zorunlu hissettiği ve kaçınamadığı için yaptığını(3) belirtmektedir.

x

İKİNCİ ABDÜLHAMİT, BASIN VE YAYIN...

Bu dönemde hukuk, idare ve eğitim alanlarında yapılan atılımların yanında, ulaştırma ve haberleşme, basın ve yayın alanlarında da, "batı tekniği ve kültürü" doğrultusunda önemli adımlar atıldığı söylenmektedir...

Bunun yanında, "basın ve yayın" konusunda, Abdülaziz zamanında konulmuş olan sansür, daha da kuvvetlendirilmiş ve gazetelerden başka hemen hemen bütün basılı şeylere kadar uzatılmıştır...

Buna rağmen, "Abdülhamid çağının hadım edilmiş ve etkisiz gazeteleri bile, sadece sayılarını ve okuyucularını artırmak ve böylece daha fazla Türk'ü haber okumaya teşvik etmek gibi, Avrupa adetine alıştırmakla da olsa, Türkiye'nin modernleşmesine katkıda bulunmuşlardır"(4).

x

BASKI VE AYDINLANMA...

Abdülhamid'in "baskılı yönetimi", ülkede özgürlük yanlısı düşünceleri öldürmeye başarılı olamamış; aksine daha da gelişip yaygınlaşmasına neden olmuştur...

Siyasal eleştiri yasaklanmakla beraber zamanın toplumsal yaşam, roman ve hikaye gibi edebiyat yayınlarında eleştirilerek, toplumsal yorumlar yapılabilmiştir... Avrupa'nın, özellikle Fransa'nın kültürü ve yaşam tarzı okuyuculara aktarılarak, batı ile değişik bir yoldan ilişki sürdürülmüştür...

x

SİYASAL VE KÜLTÜREL DEĞİŞMELER....

Kültür değişmeleri, bu dönemde de, siyasal ve sosyal yönü ile önceki dönemlerden farklı olmamıştır.  Batılı yönde "toplumsal ve kültürel değişim" amaçlayan ve bu dönemi sona erdiren aydınlar da, genellikle, batı kültürünün getirdiği reform düşüncesini dar bir görüş açısından algılamışlar ve meşrutiyetle gelen özgürlükler dışına çıkamamışlardır.

Bu nedenle, 1876'da heyecanla girilen Birinci Meşrutiyet Dönemi; devleti kurtarmak tasası ile çabalayan gazeteci, yazar ve aydınların ağzına, Kanunu-u Esasi'nin ilanı ile, çalınan bir parmak baldan fazla tat vermeyen bir devir olmuştur.

x

SONUÇ...

İkinci Abdülhamit Dönemi,  bir yıllık bir  "sözde bir parlamenter düzen" ve "şekli bir özgürlük" havasını izleyen "otuz yıllık bir baskı rejimine" damgasını vurmuş; fakat "baskı ölçüsünde bir aydınlanma" ile de "sonraki meşrutiyetin düşünsel tabanının oluşmasını" sağlamıştır...

cdenizkent

------------------------ :

(x) Bu bloğumun, "Payitaht Abdülhamid" dizisi ile yakından ve uzaktan bir ilgisi yoktur...Bu blog, 10-15 yıl önce biriktirdiğim notlardan ve yorumlarımdan derlenmiştir.

(1) Nahit Dinçer, Türkiye'de Kültür Buhranı, Sebepleri ve neticeleri, 1988, s. 83

(2) Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını, 1988, s.176-177

(3) Mümtaz Turhan, Kültür Değişmeleri, İstanbul: 1987, s.185  

(4) Lewis, A. g. y.

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..