İkinci el aşk...

Bir söylem çalındı kulağıma... "İkinci el aşk" diye... "Nasıl yani?" dedim. Düşünmeye başladım.

Şimdi bu ikinci el aşk neyin nesi?

Galiba durum şöyle... Bir kadınla adam birbirlerine aşık oluyorlar. Sonra bu aşkın içi boşaldığında, kaldırıp atıyorlar. Adam bir yöne gidiyor... Kadın bir başka yöne. Ayrılıyorlar.

Sonra oradan geçmekte olan bir kadın veya adam.... Haydi adam diyelim... "İçi boş aşk"ı buluncaaa... İçine aşık olma hevesi doluyor. Ama bunu içinde bir boşluk hissederek anlıyor.

Soruyor soruşturuyor... Öğreniyor kiiii... Bir kadın lazım bu içi boş aşkı kullanılır hale getirmek için.

Yolda yürürken gördüğü (Bu bir kafe veya tiyatroda vb olabilir... Canınız nerede isterse) bir kadınla tanışıp... O "içi boş aşk"ı... Kalp çarpıntıları... El ayak titremesi... Yürekte kelebeklerin uçuşması... Dünyayı toz pembe görmek... O olmadan yaşayamayacağını sanmak... Gözü ondan başkasını görmemek... İle doldurup... Kullanmaya başlıyorlar...

(Ben bunları kullandım burada... Ama başka şeylerle de dodurulabilir... İçine konacaklar... Kişilere göre değişir.)

Taaa ki onlar da içini boşaltıncaya kadar... (Burada yazı dördüncü satıra geri dönülerek tekrar okunur.)

Galiba böyle bir şey "İkinci el aşk" dedikleri.

Bu durumda ne oluyor? Ortalıkta bir sürü içi boşaltılmış aşk... Pek çok da o "içi boşaltılmış aşk"ı doldurmaya çalışan çift dolaşıyor.

Bazıları da "içi boşaltılmış aşklar"ı görüp... Sevmekten... Aşık olmaktan korkuyor.