Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '11

 
Kategori
Anılar
 

İkinci yüz

İkinci yüz
 

Gidiş biçimlerinin çok öremli olduğuna inanırım. Gitme ihtimalinin varlığını aklımdan hiç çıkarmadan, kavgalar sırasında bile susmak gerektiğini savunurum. Karşımdaki kişinin benden sonraki olası haline hürmeten yaparım bunu. Söyleyeceğim şey gerçeğin ta kendisi bile olsa, geleceğe uzanacak kalıcı bir kırgınlığa yol açacağını sezersem eğer, söylememek gerektiğini düşünürüm... 

Yine de bu tür çabalar çoğu zaman işe yaramaz. Çünkü kendimizi, çekip gidenin aslında ne kadar da kötü, ne kadar da haksız olduğuna inandırmak istemez miyiz? Ayrılığa ancak bu şekilde dayanabiliriz sanki... Kim ardında bir hazine varken çekip gidebilir? Çölde yürürken bir matara su bırakabilir misin ardında? 

O yüzden de , sevmeye değer bulduğun ya da yaşamına anlam kattığına inandığın birinin iyilik ve güzellikle yaşamasına katlanabilmek kolay değil." Evet, o güzel ilişkiyi ben mahvettim, " diyebilmek zor. Kimse yapmak istemiyor bunu. İki tarafın birinin kötülüğünün ilan edilmesi, hatta yakın çevrenin de bu kötülüğü tescillemesi gerekiyor ki, canı yanan taraf yoluna devam edebilsin... 

Galiba ben çareyi kabullenmekte buldum sonunda. Ardımdan atılıp tutulanlara yanıt vermemeyi seçtim. Hayatımı sürdürebilmek için yaptım bunu. Ölmemi istediklerini gördüm ve sustum. Ve emin ol, kaybolmasını istediklerim de oldu. 

Batan gemiden ilk kaçan, hani boğulman için seni orada bırakıp da filikaya atlayan, ondan önce, hem de yüzerek adaya çıktığını görünce nefret ediyor senden. Kahramanlığın bu türlüsü aşk hikayelerinde kaldıramıyor. 

Çünkü bir zamanlar sevdiğin nasıl kuruyor hikayeyi? O hayatta kalacak, sen de öleceksin! 

Hikayinin akışını değiştirdiğin için nefret ediyor senden... 

Anlatırken fark ediyorum ki, insan hikaYesini bizzat zorlaştırıp, sonra da o zorlukları aşarak kendinden " kahraman " yaratmayı seçiyor... 

Evet, arada bocalayabilir insan her seferinde adaya o kadar da kolay çıkamayabilir. 

Hatta tam tersine boğulmaya gönüllü de olabilir. Mesela kendini yemeğe vurabilir. Yiyerek sadece bu kadar basit bir eylemle bile kendini yıkabilir. 

Kendini cezalandırmak ya da kendisiyle o tür bir yıkımda baş başa kalmak isteyebilir. 

Bütün bunlar kahramanlığına gereğinden fazla inanmış olduğu için de gelebilir başına,  

Böyle durumlarda şunu hatırlamak gerikiyor; 

Kendi kendini yıkmana hiç de gerek yoktur aslında, Vaktinde şahane terk etmiş ve şahane terk edilmiş biriysen artık öğrenmişsindir ki, kaçıp gidenler sende iyi bir şey varsa zaten yıkıp da gitmiştir. 

Yıkılacak iyi bir şey kalmamıştır geriye... 

Sana bırakmamıştır o işi... Çok iyi bilirsin gidenlerin elleri bu yüzden kirlidir... 

Kimi zaman... 

 
Toplam blog
: 81
: 1488
Kayıt tarihi
: 06.03.10
 
 

Çocuklara aşık bir öğretmen olmakla birlikte çocuk psikolojisi ve gelişim uzmanı olan hayatını ço..