Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '16

 
Kategori
Blog
 

İkna edici söylem pasifleştiriyor; itiraz kültürünü geliştirmek için mantıksız cümleler kurun

İkna edici söylem pasifleştiriyor; itiraz kültürünü geliştirmek için mantıksız cümleler kurun
 

Bir ülkede doğru şeyler söyleniyor ama yanlış yapılıyorsa ortada sorun var demektir. Kişi daha ağzını açmadan ne konuşacağını biliyorsunuz. Böyle şey olur mu? Ne merak ne endişe ne heyecan. Çünkü ne söyleyeceği belli “Nasılsın Ahmet?” “Bugün hava güzel” vs. Hem ortada olumsuz bir durum yoksa olumsuz bir şey de beklemiyorsunuz. Şaşırtan bir söz, ters bir cevap. Nasılsın dediğiniz zaman hiç “İyi değilim” diyen oldu mu? Çünkü bize öyle öğretmişler.

Bu da bir nevi korkaklık. Adam diyelim merhametten konuşuyor, hani bir şey size ters gelse ve ters bir şey söyleseniz “alolololo….” Ne var? Başka türlü düşünemez miyim? Farklı bir tepkim olamaz mı? Bir toplumdasınız ayağınız kokuyor. Biri ya da kendiniz bunu söyleyemezsiniz, ayıp. Ama kokmuş ayakla gezersiniz.

Sitemizde bazı yazılar okuyorum iyilikle başlayıp iyilikle bitiyor. Gerçek değil bu yazılar dileklerinizi yazıyorsunuz ya da tiyatro yapıyorsunuz. Ne siz ne de yaşadığınız hayat bu yazılardaki gibi değil. Tek bir cümlenize itiraz etmiyoruz. Haklısın demek için başımızı eğip doğrultmaktan boynumuz ağrıyor.

Ben niye yazamıyorum böyle bir yazıyı? Kötü kalpli miyim? Hayır, çünkü gerçeğim gerçekçiyim. İyiliklerimi, kötülüklerimi, ayıbımı, günahımı her şeyimi döküyorum yazılarıma. Herkes kendini gizliyor. Yaptıklarınız doğru olsun ama söylediklerinizde bizi şaşırtan, kızdıran, merakta bırakan, heyecanlandıran şeyler olsun.

Yazdığınız yazıda ne kimseyi suçluyorsunuz, ne bir yere dokunduruyorsunuz “Allah belasını versin, inşallah maşallah” Halka koyun diyorsunuz. E bunları okuya okuya koyun oluyorlar. Söylediklerinizi onaylamaktan başımız göğsümüze düşüyor “He, tamam, haklısın, doğru söylüyorsun…” Bir de “Hayır” desek de kafamız geri gitse boyun fıtığı olmasak diyorum. Nasıl hayır diyelim ezberlenmiş hepsi doğru ama gereksiz ve boş klişe iyilik masalları “Her işin başı sağlık, birbirimizi sevelim, saygı şart cart curt”

Bir de ilgi var ki bu iyilik masallarına, Brezilya dizileri gibi mübarek, reytingleri parçalıyor. Bizim gariban itiraz edilen, gülünen, küfredilen, ayıplanan yazıcıklarımız bir köşede gariban duruyor. Kim okuyacak okuyucularımız Brezilya dizisi seyrediyor.

Hayatta da böyle. Sanki ağzından çıkan sözlere göre biz onun nasıl bir insan olduğunu anlayacağız. Asıl söylemek istedikleriyle değil ne söyleyeyimle geliyor bize. Sanki bizi memnun emek için konuşmak zorundalar. Çünkü kendilerine güvenleri yok. Diyelim sinirli geldiler, sinirlerini gizliyorlar. Niye gizliyorsun ki? Ağzından köpükler çıktığını ben göreyim. Ben karşımda kılıktan kılığa giren bir soytarı değil gerçek bir insan görmek istiyorum.  Hiçbir sözün hareketin beni şaşırtmaz. Ben bir insanda neler olduğunu biliyorum. Ortaya koyduğun hiçbir şey için hakkında olumsuz düşünmem. Suç işledin ve suçluysan o başka.

Ben beni ikna edecek, hemen kabul edeceğim hiçbir sözünü istemiyorum. Ne o öyle derviş duası gibi “İyi olur inşallah” Nedir o iyi olur inşallah dediğin. Torbanda ne saklıyorsun? Ben karşımda kı… nı kaşıyan, burnunu çeken, bakkala bağıran, yırtık ayakkabısını gösteren, yan masadaki kadına sulanan gerçek bir insan istiyorum!

İyiliklerimiz belli, kötülüklerimiz de; ama biz iyi miyiz kötü müyüz işte o belli değil, iyi görünmek için rol yapıyoruz.  Okuduğunuz bir yazıda söylenen her şeye katılıyorsanız masal okumuşsunuz birazdan uyuyacaksınız demektir. Bugüne kadar itiraz edilmeyen tek bir yazımı hatırlamıyorum.

Kimse hiçbir şeye itiraz etmiyor, neden? İşte böyle yaza konuşa itiraz kültürünü yok etmişiz. Atıyorum Mevlana ile ilgili bir muhabbet. Bir tam gün sürsün. Muhabbet edenlerin ağzından tek bir itiraz ya da olumsuz söz çıkmayacaktır. Bütün konularımız böyle kafadan doğru, itiraz edilecek yanı yok. Ve bizler bu kadar iyiliğe doğruluğa rağmen nedense kan içinde yüzüyoruz!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..