İktidarın 'ilaç karteli oyunu' sahneye kondu

Değerli dostum ve ağabeyim, Antalya Barosu eski başkanı Gürkut Acar, A ve K Partisi İktidarının eczacılar üzerine oynadığı oyunları irdeleyen yazısıyla konuğum olacak bu blogda.

ECZACIYI DEVREDEN ÇIKARMAK…

Köylerde; imam ile öğretmen arasındaki aydınlanma çelişkisini, imam kazandı. Toplum, ne yazık ki bilimsel gelişmenin, aklın ve çağdaş düşüncenin, şüphenin değil, körü körüne inancın bağnazlığına teslim oldu.

Şimdi, köylerde değil; ilçelerde ve kentlerde topluma ışık ve aydınlık saçan; bilimsel düşünceyle bezenmiş; bilimsel eğitim almış aydınlanma erlerinin tamamının birden devreden çıkarılmasına yönelik bir aldatmacanın yürürlüğe konulduğunu görüyoruz: “Eczacıların devreden çıkarılması” programıdır bu…

Olay; halka ucuz ilaç satılması değil; eczacılardan toptan kurtulmanın alt yapısının oluşturulmasıdır. Bu oyun uzun zamandır oynanıyordu. Önce; SSK’nın ilaç alanına yatırım yapmasını önlediler. Sonra SSK Hastanelerini ortadan kaldırdılar. Daha sonra, eczacıları SGK’nın tahsildarı haline getirdiler. Şimdi de eczacıların yerine, BİR İLAÇ KARTELİ ZİNCİRİ getirmek için tümüyle halkın gözünden düşürmek üzere ekonomik baskı altına alıyorlar…

Eğer eczacıların “ucuz ilaç satmaya karşı yürüdüğü”ne ilişkin halkı aldatmayı başarırlarsa, arkasından tıpkı kentlerdeki bakkalın yerine büyük alış veriş merkezlerinin geçmesi gibi, iktidar yandaşı bir eczaneler zinciri geçecek. İlaç fiyatları önce ucuzlar gibi görünüp sonradan bir soyguna dönüşecek.

Gittikçe, sağlığın paralı hale getirilmesine dönüşen iktidar mucizesi, ilaçla ilgili sorunu da eczacıların aleyhinde geliştirerek, ilaç üreticisi yabancı tekelleri ve ilaç depolarını korumaktadır. Böylece hem kendilerinin yarattığı sağlık nedeniyle oluşan kara deliği daraltmak hem de orta vadede, eczacıları toptan devre dışına çıkarmak suretiyle bir taşla iki kuş vuruluyor…

Sömürgen ülkelerin ilaç firmaları; iktidarları yıllardır yönlendiriyor. Öyle ki sadece eczacıların sattıklarında değil; tarım ilaçlarında bile ülkemizde, aleyhlerine bir gelişme olduğunda, ilaç satışlarını engelleyen her kurumu yok etme gücüne sahipler. 1978’li yıllarda; kırmızı örümcek ilacını kullanmayı gereksiz kılan, “uğur böceklerini” üreten “ Antalya Biyolojik Araştırma” Merkezinin kapatılıp, ülkemize muazzam döviz kazandıran üç yurtsever Yüksek Ziraat Mühendisinin ayrı, ayrı illere sürgüne gönderilmesi olayını inceleyiniz. Üzüntüden kahrolacaksınız…

Bütün sorunumuz, sömürgen ülkelerin denetimi altındaki yöneticiler tarafından yönetilmemizdir. Halkın yararına kararlar alınırken her çeşit hukuk dışı yollar (rüşvet, siyasi baskı vs.) kullanılarak bunlar önlenmektedir…

Eczacılar; ilaç satarken, halka bilinç ve ışık saçan aydınlar ordusudur. Onların devreden çıkarılması, orta çağ karanlığına bir adım daha atmaktan başka anlam taşımamaktadır.

Av. Gürkut Acar

Foto: http://www.senaeczanesi.com/data/storage/attachments/870019f2b132e5f46b54a2b0585d424a.JPG