- Kategori
- Güncel
İlk Meclis
Sene 1920...Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulur. Kurucu meclis bir sene sonra Teşkilat - Esasiye kanununu oluşturur ve kabul eder. 24 maddelik bir taslak anayasa sayılabilecek bu kanun genelde Türkiye Büyük Millet Meclisinin işleyişini belirten maddelerden oluşur.
Sene 1923... Cumhuriyetin ilanından sonra faaliyette olan ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi Teşkilat-ı Esasiye kanununun maddelerinde değişikliğe gidilerek şu ibarelere dönüştürür:
“Türkiye Devletinin dini, din-î İslâmdır: Resmi dili Türkçedir; makkarı Ankara şehridir.”
Sene 1924... Türkiye Büyük Millet Meclisi ilk resmi anayasayı kabul eder. Anayasa'da aşağıdaki ibare korunur:
“Türkiye Devletinin dini, din-î İslâmdır: Resmi dili Türkçedir; makkarı Ankara şehridir.”
Sene 1928... 1924 anayasasında yapılan değişiklikle yukarıda belirtilen madde aşağıdaki ibareye dönüşür:
"Türkiye Devleti Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi Layik ve Devrimcidir. Devlet dili Türkçedir. Başkent Ankara’dır. "
Sene 1961... Darbe sonrası hazırlanan anayasa da ilgili madde aşağıdaki şekilde değiştirilir:
"Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve ‘Başlangıç’ta belirtilen temel ilkelere dayanan, millî, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir."
Sene 1980... Bir darbe daha olur, madde bir daha dönüşür:
"Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. "
Sene 2007... Yeni anayasa çalışmalarının taslağı meclise sunulur ama uzlaşma sağlanılamaz, şunlar yazılıdır:
"Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına dayanan, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir."
Sene 2013... Muktedirler “ilk meclis”’e olan özlemlerini dile getirilmeye başlarlar.
Yani Cumhuriyet'in ilanından sonraki "ilk meclis" tarafından kabul edilen 1924 anayasasının belirttiği şekliyle din'i “din-i islam olan" bir devlettir özlem duyulan...
Cumhuriyet kelimesinin kökeni olan "res publica" kamu yararına çalışan rejimleri simgeler. Bir ülkenin cumhuriyet, imparatorluk ya da krallık olması o ülkedeki insanların hakları ve özgürlükleri hakkında net fikir vermez. Birleşik Krallık (İngiltere) ve İran İslami Cumhuriyetini düşünün. Her iki ülkede de iktidar seçimle geldiği için rejimin kamu yararına çalıştığını söyleyebilirsiniz. Fakat Birleşik Krallık modern hukuka ve demokrasiye dayalı yasaların hüküm sürdüğü sosyal bir devlet yapısına sahipken, İran İslami Cumhuriyeti din’e dayalı yasaların hüküm sürdüğü bir islam devleti yapısına sahiptir. Dolayısıyla, bir ülkedeki sosyal yaşamın dinamiklerini belirleyen ana unsur rejimin değil, devlet'in esaslarıdır.
Türkiye Cumhuriyeti 1923'te ilan edildi. Laik, demokratik, sosyal ve modern hukuk'a dayalı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşu ise 1928 yılında gerçekleşmiştir. Dönüştürülmek istenen Cumhuriyet değil; laik, demokratik ve sosyal hukuk devletidir.
Hedef 2023 değil, 1928’dir...