- Kategori
- Futbol
İmparator(!)Fatih Terim'den rest!

Türk futbolunun imparatoru(!) Avrupa Fatihi aslanların(!) hocası, Uzaylı (!) futbolcuların babası Fatih Terim sonunda resti çekti!
Fatih Terim Mersin İdmanyurdu maçı sonrası, sokakta(!) düzenlediği basın toplantısında esti gürledi ve herkesi tehdit etti.
Önce Fatih Terim ne demiş ona bakalım.
“Ben Türk futboluna 40 senemi verdim. Neyin ne olduğunu biliyorum. Benim gizli gündemim yok. Hangi gizli gündemin neler olduğunu bilecek kadar tecrübeliyim. Oyuncuya sinirleniyorum, topu başka tarafa doğru vuruyorum. Atıldıktan sonraki hareketlerimin yanlış olduğunu biliyorum. Terim'i atayım, prestijini sarsıp itibarsızlaştırayım yok…
Bu zamana kadar konuşmadım her maçtan sonra ben de konuşacağım hakemler hakkında. Güvenim yok. Bazı şeylere güvenimiz kalmadı.
Antrenör insan değil mi?
Oyuncu insan değil mi?
Biz kötü oynayabiliriz, bunun yargısı bize düşer. Oyuncu kötü oynayabilir, hakem kötü oynayamaz.(?)
Hiç ağzımı açmadım. Devre arasında bazı kararlar alacaksınız beni örnek gösterecekseniz, böyle bir şey yok. Schalke maçında 3. golden sonra 20 kişi sahanın içindeyiz. 4. hakemle göz göze geldik, yerimize geçtik. Bunlar kulübe bekçisi. Eskiden daha fazla hırslıyım şu an. Terim varsa adaletin olduğunu yerde vardır.
Şimdi bir lafım da bazı taşeronlara. Geçen sefer 20 maça kadar çıkanlar vardı ya, onlara da sesleniyorum ellerinden geleni geri koymasınlar. Biz bu ülkeye hizmet etmeye çalışıyoruz.
Ben 40 senemi vereceğim, 'had höd' kimi terbiye ediyorsunuz. Hakemler oyuncuları, antrenörleri sahada tutmak için mi var, atmak için mi?
Nerede olursam ben buyum. Tepkilerimi belli ederim. Bundan dolayı ceza yiyeceksem yine de devam. Yalandan, dolandan hareketler yapamam. Atıldıktan sonra her şeyi yaptım. Onun yakışıp yakışmadığına ben karar veririm. Biz kimseye terbiyesizlik etmiyoruz. Herkes dikkatli olsun.
Adalet herkese lazım!
Gizli bir gündemim yok diyorum. Su komediye bakın; sokağa geldik burada basın toplantısı yapıyoruz. Ben ne yaptım. Zaten atılmışım basın toplantısı yapamazsın sahaya giremezsin. Bana verilen ceza değil kulübüme verilen bir ceza. Hakem kötü maç idare ettiği zaman gidip maç izleyemiyor mu?
Biz de mi bu gazetecilerin, televizyoncuların ismini analım. 8 maç, 10 maç, 20 maç diyorlar ya. Siz hâkim misiniz ne oluyor.
Topu aldım, yere vurdum. Hamit'e de kızdım. Yönüm nereye dönük. Hangi hakem kararına itiraz ettim, Avrupalının hepsine ağzımı açıyorum. Burada prestij kaybettiren itibarsızlaştırmayı amaçlayan bir gündem var. Yayıncı kuruluşumuz sağolsun çok modern. 18-20 tane kamera kullanıyor, ben atılınca biri zaten sadece beni çekiyor. Etrafımdakilere söyleyerek eşim ve kızımı aradım. Komedi.
Alex Ferguson ile hakem kafa kafaya geldi, neler dedi bir birbirine. Sonra herkes yerine geçti. Bu oyunun aktörleri arasında biz yok muyuz? Kötü söz söyleyip atılmışsam her türlü cezaya razıyım. Evet, atıldıktan sonra söyledim. Birikimin dışa vurması!
Görmedim etmedim yapmadım öyle yok."
Bu arada yorumcu Rıdvan Dilmen de Fatih Terim’in gazabından nasiplenenlerden.
Öyle ya bu Galatasaray’a yapılır mı?
Eften püften bir penaltı vereceksin, Hamit gibi bir futbolcunun, rakip oyuncunun Aşil Tendonuna basmasını görmezden geleceksin, direk kırmızı kart göstermesi gereken harekete sarı bile göstermeyeceksin (Daha önceden de bir sarısı vardı.) Sonra kalkıp Galatasaray gibi güzide bir kulübümüzün teknik heyetini tribüne yollayacaksın!
Sahi bu nasıl adalet?
Mersin İdmanyurdu ligi terk ederken adam gibi futbol oynamaya çalışıyor. Ne teknik heyeti, ne de oyuncuları hakemi dövmeye kalkıyor. Herkes haddini bilerek, kendine ayrılan sınırlar içinde kalıyor.
Sahaya inip, hakemin üzerine saldıran seyircilere ne demeli?
Batı kültürü ile yetişen ve örnek takım olarak lanse edilen bir takımın seyircisi böylesi doğusal kültürlere göre hareket eder mi?
Sahaya atlayanlar rakip takımın seyircisi olmasın?
Aynı durum; Fenerbahçe teknik heyeti, oyuncuları, yöneticileri ve taraftarları tarafından yapılsaydı ne olurdu?
Her halde Fenerbahçe’nin kapısına kilit vurulurdu!
Fatih Terim çok haklı. Onun gibi birisini bu ülkede kim eleştirebilir ki?
İşte hep destek, tam destek, hep övgünün sonucu bu!..