- Kategori
- Kitap
İmza: Yarı Parçan…

Haberi görünce bahsetmeden geçemedim…
Bilmeyen, duymayanlar için 1991 yılında kaybettiğimiz Ahmed Arif, kürt kökenli şair ve gazeteci olarak geçiyor kayıtlarda… Bugün e-postama düşen haberde; “Ahmed Arif’in ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’ kitabındaki şiirlerin önemli bir bölümünün yazar Leyla Erbil’e yazıldığı ortaya çıktı.” bilgisi geçilmiş. Ahmed Arif, Erbil’e 1954-1957 ve en son 1977’de olmak üzere 60’ın üzerinde mektup göndermiş. Ve şimdi de pek çok şiirin ilk dizelerinin ve büyük bir aşkın kaleme alındığı o mektuplar bu ayın sonunda Ruken Kızıler editörlüğünde Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından kitap olarak yayınlanacakmış.
Bence bu harika bir haber.
www.sanatkop.com’un haberine göre Ahmed Arif’in ‘Leylim’ diye hitap ettiği ve bir şiirine de adını verdiği Leyla Erbil son romanı ‘Tuhaf Bir Erkek’i bitirdikten sonra mektupları yayımlamaya karar vermiş.
İnsana “Böyle aşklar kaldı mı ki?” sorusunu sorduran mektuplardan sadece biri…
15 Mayıs 1954
Ankara
Leylâ, Canım,
Kayb, berbat ve sessizim… Sessiz ve dolu: Allahtan ki sen varsın. Yoksa halim korkunçtu.
Burası bir köy! Yakınlarımın bütün ısrar ve gayretine rağmen, hemen anneme gideceğim. Pazartesiye trendeyim. Eve gidince senin mektubunu bulmalıyım. Anneme ilk sorum o olacak zaten.
Sen nasılsın ömrüm? Son telefonda canını sıktım mı? Ben artık annenden korkmuyorum. Aksine onu, kendi annemmiş gibi seviyorum. Buna ne dersin?
Hınca hınç mısra doluyum. Kara ve yeşil fon, hepsinde hâkim. Biraz kendime geleyim, mendillerine, bluzlarına, yastığına mısralar serpeyim. Ha?
Fotoğrafındaki “hâlbuki…”yi hâlâ anlayabilmiş değilim. Anlatır mısın?
Bütün bunlar, beyhude biliyorum. Şaheser olan, benim uçakla oraya gelebilmemdir. Allah kahretsin, bu hastalık, bu rezaletler ve bu aile mecburiyetleri… Ne yapsam?
Gözlerinden öperim canım. En çok da burnundan… Gülme, ciddi söylüyorum.
Yarı parçan