İNSAN HAYATININ RESSAMIDIR

Sevgili Okurum;

Bu klasik bir kişisel gelişim yazısı olmayacak baştan söylemiş olayım. Hayatı nasıl istiyorsanız öyle yaşayın,özgürce. Kimsenin ne dediğine aldırmadan. Bu hayat dedikleri şey bomboş bir tuvaldir. Ve siz hangi resimleri seçip boyarsanız, resminiz sizin istediğiniz gibi güzelleşecektir. Bu durumda hayat bomboş bir tuvalse her insan kendi hayatının ressamıdır. Şarkı mı söylemek istiyorsunuz, tiyatro eğitimi alıp oyuncu mu olmak istiyorsunuz, yazar olmak mı ya da bir müzisyen olmak mı, bir dalgıç ya da motocross pilotu mu ya da sadece bir gezgin mi buna siz karar verin. Ailenizin,arkadaşınızın, ya da çevrenizin sizin için karar vermesine izin vermeyin.Çünkü bu sizin hayatınız. İstediğiniz gibi yaşamak en doğal hakkınız. Davranış kalıplarınızı da kimse için değiştirmeyin; sizi seven insanlar zaten yanınızda olacaklar.Olmayanları da hayatınızda tutmak için çabalamayın, üzülen siz olursunuz.Çünkü tuvalinizdeki her renk birbiriyle uyumlu olmayabilir.Aileniz,arkadaşlarınız ya da başka insanlar ne der diye sürekli düşünmeyi, kendinizi kısıtlamayı artık bırakın.Kimsenin canını yakmadan ama en başta kendi canınızı yakmadan yaşayın.Sevginizi, aşkınızı da özgürce yaşayın.Aman o onu demiş, bu bunu demiş bırakın, boşverin. Siz mutluysanız zaten sorun yoktur.Toplumun değer yargılarıyla yaşamak zorunda değilsiniz. Yaşadığınız yerde baktınız ki insanlar baskı yapmaya üzerinize gelmeye çalışıyor, terkedin orayı. Bunu sadece sevginizi,aşkınızı özgürce yaşamak için değil; yapmak istedikleriniz,işiniz ya da ruhsal sağlığınızın dengede kalması için yapın.İnanın bana daha mutlu olacaksınız. Belki başka bir diyarda daha güzel açacaktır çiçekleriniz.Günler daha güzel ve umutlu olacaktır. İçinizdeki umudu, hayalleri, kimsenin paramparça etmesine izin vermeyin.Kimsenin başkasının kalbinden yaşama sevincini çalmaya hakkı yoktur bunu iyice kazıyın zihninize.Ama sürekli bir mutluluk ya da hedef hayal peşinde olmayın. Aksi halde yorgun düşer kalbiniz ve zihniniz.Mutluluk anlardadır. Güzel anlar biriktirin. Anı yaşayın. Ölümsüz Ozanlar Derneği'nde dendiği gibi "Carpe Diem" sonsuza kadar. Carpe Diem Fransızca'da anı yaşa anlamına gelir. Kimse için değişmeyin. Değişmenizi isteyen insanlar sizin gerçek dostunuz olmayan insanlardır bunu unutmayın.Çünkü gerçek dostlarınız sizi olduğunuz gibi kabul edenlerdir. Hayatı koşa koşa yaşamak zorunda değilsiniz, eğer yorulduysanız mola verin, bu sizin yolunuz ve kimse sizden hesap soramaz. Şunu da yapamadım bunu da yapsaydım diye hayıflanmaktan vazgeçin artık. O zaman öyle oldu şimdi de böyle diyerek kabullenip geçin. İçinizde biriktirmeyin. Çünkü hayatta insanın en çok canını yakan keşke dedikleridir. İçinizde biriktirirseniz sağlığınızdan olursunuz.Dostlarınız sizin yanınızdaysa siz de onların yanında olun.Ama siz tek başınıza yıpranıp hayatla savaşırken yanınızda olmayanları zaferlerinize ortak etmeyin. Çocukları, yeşili, doğayı, hayvanları sevip koruyun.Ve ne zaman köşebaşında ağlayan ya da aç birini görürseniz yardım edin. Merhametli olmak bu dünyada çok zor bulunan bir duygu.Merhametinizi kaybetmeyin ne başkalarına ne de kendinize karşı.Fakat bu dünya bu hayat neden böyle acımasız diye düşünüp durmayın; kendi dünyanızı yaratın ve dünyanızı güzel duygularla süsleyin. Herkes gibi olmak zorunda değilsiniz. Kimseye benzemediğiniz için kimse sizi suçlayamaz.Spor yapın, sağlıklı beslenin, kendinize hobiler edinin, sizi mutlu eden şeyler yapın. Ve gülümsemekten asla vazgeçmeyin.Hayata ve kalbinize gülümseyin. Duygularınızı asla saklamayın.Canınız mı sıkkın, başınıza kötü birşey mi geldi , ağlarsam rezil olururm insanların içinde diye düşünmeyin. Her zaman sapasağlam duramazsınız ki, nihayetinde siz sadece insansınız. Başınıza bir şey geldiğinde sonuna kadar mücadele edin ama insanlardan da yardım isteyin. Uzaylı gibi görmezler sizi , ya da karizmanız çizilmez merak etmeyin. Dünyada tüm insanlar kocaman bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlıdır. Yardıma ihtiyacınız olduğunda yanınızda olanlar artık sizin çemberinize girmişlerdir. Hayatta karşılaştığınız hiç bir insan hayatınıza tesadüfen girmez. Mutlaka bir nedeni vardır hayatınıza girmesinin. Ya sizi bir konuda eğitmek bazen de tabir-i caizse sizi uçurumun kenarından çekip almak , ya da sadece iyi bir dosta ihtiyacınız olduğu için. Son söz olarak sevgili okurum, hayatta hiç bir şeyi ertelemeden ve her zaman gülerek, pişman olmayarak kimi zaman umursamadan dolu dolu yaşayın.