İnsan hayatı mı, sanat eserleri mi daha değerli?

Hazine Avcıları filmini izlediğimde bu konu ile bağlantısı olduğunu düşündüğüm bir haberi hatırladım.

Film gerçek olaylara dayanıyormuş. George Clooney,Matt Damon, John Goodman, Bill Murray, Cate Blanchett, Jean Dujardin, Bob Balaban, Donald Jeffries gibi usta oyuncular oynuyorlar.

Nazilerin elindeki sanat eserlerinin kaçırılması işlenmiş.

‘İnsan hayatı mı, sanat eserleri mi daha değerli’ konusunda bazı fikirler enteresandı. Eserlerin tarih olduğunu, geleceğe önemli bir miras bırakacağını, dolayısıyla kıymet verilmesi gerektiği anlatılıyordu. Naziler:

Michelangelo’nun ‘Meryem ve Oğlu’ heykeline,

Rembrandtve Rubens gibi ustaların yağlıboya tablolarına, Rodin’in heykellerine, Vermeer’in ‘Astronom’ adlı tablosuna,

Leonardo Da Vinci’nin ‘Kürklü Kadın’ına

Michelangelo’nun ‘Brüjlü Madonna’sına önem vermişler.

Picasso, Paul Klee, Jean Miro, Max Ernstgibi öncü sanatçıların eserlerini kaçırmaya gerek duymamışlar.

350 gönüllü ki bunlar 13 farklı milletten insanlar ve tek amaçları Nazilerin çaldığı sanat eserlerini geri almak!

Bu eserler öyle üç beş tane değil, beş milyon hatta daha fazlası!

Filmi izledikten sonra, Hitler’in el koyduğu 500 sanat eserinin ortaya çıkması ile ilgili haberi bir daha gözden geçirdim.

Eserler Münih’te ortaya çıkmış!

Bavyera Gümrük Muhafaza Polisi, yıllardır takibe aldığı bir eve baskın düzenlemiş. Hitler tarafından el konulan ve Nazi döneminde de ‘yozlaşmış sanat’ olarak yorumlanmış olan modern sanat eserleri ele geçmiş. Üstelik bu olay 2011’de olmuş. Güvenlik nedeni ile açıklanmamış!

Gasp edilen, soysuz bulunan bu tabloların 80 yaşındaki birini dairesinden çıkması da bir hayli ilginç! Bu tablolar da yaşlı adama babasından kalmış! Babasının 30’lu ve 40’lı yıllarda bu eserleri satın aldığını söylemiş.

Tabloların toplam değeri 1 milyar euroyu aşıyormuş.

Pablo Picasso, Henri Matisse, Marc Chagall, Emil Nolde, Oskar Kokoschka ve Paul Klee! Ve daha bir çok dünya çapında ünlü ressamların eserleri!

Adolf Hitler’in ressam olduğunu biliyoruz. Tabloları olduğunu da!

Hitler, Viyana Sanat Okulu’na girmek, eğitim almak istemiş.

İki kez müracaat etmiş ama olmamış, reddedilmiş.

Belkide, yıllarca içinde kalan ressam olabilme isteği, kabul edilmeyişinin hırsından gelen isyanı yüzenden, işgal ettiği ülkelerdeki paha biçilmez eserlere el koymuştur.

Sonralarda isteği; ‘Führer Müzesi’ni açmak ve burada bu şahaserleri teşhir ettirmekmiş.

Tabloların gerçek sahiplerine verilmesi için de çalışmaya başlanmış.

Bavyera eyalet yönetimi federal hükümet temsilcileriyle birlikte çalışıyormuş.

Sanat böyle bir şey! Paha biçilemiyor, uğrunda savaşlar veriliyor, saklanıyor, filmlere, kitaplara konu oluyor, derslerde okutuluyor.

Zaman zamanda insan hayatının da önüne geçiyor.

Nazan Şara Şatana