İnsan psikolojisi ve şiddet

İnsan psikolojisi ve arkasındaki sır perdesi ne kadar aranırsa aransın içine düştüğü durumu kavramak gerçektende zor olsa gerekiyor. Bu durumda yapılması gereken insanın kendi iç dünyası ikilemlerinde birazcık olsa da arınması gerekmektedir. Psikolojik düşlerde ki sorgulamada daha güçlü bir sorgu beslese de aslında kişinin kendi iradesini ilk önce sorgulaması daha doğru olur kanısındayım.

İnsan psikolojisini sorgularken, toplum bilinicileri gözlem sırasında iyiden iyiye izlemeli ve kararını hangi düşüncenin üzerinde yoğunlaşmışsa o düşünce üzerine vermelidirler. Peki, birey içine düştüğü bu girdabın içinde nasıl bir yol alması gerekir ki, düştüğü bu psikolojik düşünceden kendisini arındıra bilsin. Burada hem bireye çok işler düşmektedir. Hem de pozitif bilimlerle kişinin içine düştüğü bir olayın başka olaylarla ne kadar içli dışlı olduğunu araştıran, bilimsel psikolojik kişinin ilişkiler boyutuna kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde, yani güvenilir olarak daha rasyonel bir araştırmayla gerekeni yaparak kişiye gereken bilimsel desteği vermelidir

Hayatta kalabilmek için var olan zorluklarla mücadele ederek hayatın gerçekleri ile yüzleşmek, yüzleşirken de içimizden psikolojik düşlere kapılmamalıyız. İnsan psikolojisi elbette yaşadığı toplumun gerçekleri ile yüzleştikçe daha da gün geçtikçe artan bir düşünce olsa da, hayatın içinden daha rasyonel bakarak çevrenize karşı bilinçli bir şekilde davranmak bizlere düşen en önemli görevlerden birisidir.

Günümüz insan psikolojisi daha çok sıklıklarla, farklı yollarla, farklı serüvenlerden kendine bir yol haritası çizerek hem kendine, hem de çevresine zarar vererek yol haritasını kendisine göre yorumlayarak gidebildiği ve kendince yorum kattığı aşamaya kadar götürmektedir. Son günlerde tırmalan şiddet olayları acaba daha bizlerin toplumsallaşmadığımızı mı gösteriyor nedir. Topluları bir arada tutan ve insanlar arası kültür, eğitim vb soysallaşmayı sağlayan en büyük olgudur. Toplum şiddet ve arkasındaki etkenleri daha iyi araştırmak gerekiyor. İnsan psikolojisi giderek tırmanan bir şekilde toplumun her alanında bireylerde bir ürperti izlemini bırakmaktadır. Şiddet psikolojisin kültürel boyutu hangi etken olursa olsun bu denli yaygınlaşmaması gerekiyordu. İnsanların daha sakin bir şekilde düşüncelerini ifade etmelidirler. Bireyler arasındaki en ufak bir tartışma bile artık şiddet ortamına götürüyorsa gerisini düşünmemek elde değil sanırsam.

Toplumsallaşmayan bir toplumda şiddet kaçınılmazdır. Burada nasıl bir yol izlemelidir ki bu denli artan ve giderek insanlar arsında bir kutuplaşmaya doğru götürürcesine bir duruma gelindi, bunu sorgulamak gerekiyor.