İNSANA YATIRIM ŞART!-2

İnsanlarımızın içinde son derece zeki çocuklar var ve bunların çoğu gerçekten ne derece değerlendiriliyor bu konuda kafalar karışık. Öyle ki Türkiye’nin en iyi firmalarında çalışan özellikle yazılımcılar, mühendisler, doktorlar her yıl düzenli olarak yurt dışına gidiyorlar. Elbette normalde vize kuralları gereği, söz konusu ülkelerde çalışmak iş bulmak zor gibi görünse de özellikle konu yetişmiş beyinler olunca, Amerika, Almanya, Hollanda gibi ülkeler kapılarını sonuna kadar açıyorlar. Türkiye’de kimse bize vize vermiyorlar demesin, yetişmiş bir mühendis kalifiye bir insan için batının kapıları sonuna kadar açık. Kapılar kime kapalı o halde? Kendisine ekstra yük getirecek insana kapalı. Göçmenlerin bile özenle seçilip içlerinden en nitelikli olanları çoktan istedikleri ülkelere yerleştikleri hemen herkesin malumu.

İnsan nedir? İnsan bir ülkenin en değerli kaynağıdır. Bu ülke dışarıdan nitelikli insan, beyin gücü transfer edemiyorsa, nitelikli beyinlere ayrıcalıklar tanıyarak bu ülke hedefleri için beyin yormaya teşvik edildikleri takdirde kazanımlarımızın katlanarak artacağını bilmek için dahi olmaya gerek yok. Peki, nitelikli beyinlerin talebi ne? Neden ülkeden ayrılıyorlar. Sorun eğitim sisteminde mi? Aile hayatında mı? Fikir hayatında mı? Bunun onlarca nedeni vardır. Tabi bunun için kapsamlı araştırmaların yapılması lazım. Japon mucizesi yetişen elemanların ülkelerine dönmeleriyle başladı. Bizde bu konuda kapsamlı çalışmalar yapılmadığı takdirde Türk çağı, yükseliş devri vs. birçok isimler altında zaman zaman demeçler oluyor ki insana ciddi şekilde yatırım yapılmadığı takdirde bu korkarım gecikecek bir özlem olmaya devam edecek.

Çok iyi matematik öğrettiklerimize neler öğretemiyoruz da bu insanlar ülkeyi terk ediyorlar bu üzerinde özenle durulması gereken bir sorun. Kimse ülkesinden aslında ayrılmak istemez. Aşağılık kompleksi o denli güçlü olmuş vaziyette ki neredeyse Amerika’yı gören bilimdeki her sırra kendini vakıf, ayrıcalıklı sayıyor. Pek de haksızlık yapmayalım İstanbul’da yaşayıp da henüz boğazı görmemiş insanları olduğu ülkemizde denizleri aşıp, saatlerce uçarak Amerika’yı görmek az iş değil tabi! Birçok insanımız, memurumuz, ünlümüz, siyasetçimiz orada çocuk doğurur ve söz konusu ülke vatandaşlığını garantileme açısından bir adım atarken halkta bir özgüven eksikliği olması yadırganmamalıdır. Tamam da bunun bir yerde sona ermesi gerekmiyor mu?