Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '17

 
Kategori
Aile
 

İnsanın en büyük eseri nedir?

İnsanın en büyük eseri nedir?
 

Çocuktur insan ağacının meyvesi


Bir göz açıp kapayıncaya dek hızla geçen bu kısa ömürde kaç kişi acaba kendinden sonraya bir eser bırakabiliyor?

Kaçımız bir eser bırakmak hayaline ve vizyonuna sahip acaba?

Eser bırakmak isteği ve arzusuna sahip kaçımız acaba dünyevi değil de ulvi bir eser bırakmak gayreti ve çabası içinde?

Ulvi bir eser bırakmaktan konu açılınca elbette ki ruhsallık, insanlığa hizmet, yardımlaşma, ibadet, hac gibi birçok farklı yollar insanın aklına geliyor ancak benim değinmek istediğim konu ise “çocuk yetiştirmek”.

Bugün 7 milyar insana ev sahipliği yapan Dünyamızdaki en temel oluşum aile. Aile ise sevgi, saygı, hoşgörü ve hizmet üstüne kurulu olan aile dışındaki harici yaşamın tüm koşulları, arzu ve istekleri, egolarının ötesinde koşulsuz sevginin hakim olduğu yegane kurum.

Ancak modernleşen insan kendini unuttu. Allah’ın evi olan kalbini unuttu ve gelip geçici dünyanın gelip geçici ve fani işlerine kendini teslim eder oldu hayat mücadelesi içinde. Hal böyle olunca da evine ve ailesine sevgisini veremiyor çoğu insan. Çünkü kendi içindeki sevgi tarlasından uzaklaştı. Ruhunu kaybetti.

İnsanın temel içgüdülerinden birisi olan üremek kendinden sonraya iz bırakmak arzusu ile birleşince aileler de çocuk sahibi olarak büyüyorlar elbet. Ancak önemli olan çocuklarımız dünyaya getirmek değil, bizlere Allah’ın emanet, olan çocuklarımızı biyolojik ebeveynler olmanın ötesinde hakiki insanlar olarak yetiştirmek.

Aileler ne sevgi doluysa ve saygı, toplum da o kadar sevgi ve saygı dolu olacaktır. Dolayısıyla sevginin hakim olduğu toplumlar iyilik, güzellik ve doğruluğun her yerde hakim olduğu bir Dünya için temel olacaktır. O yüzden “armut dibine düşer” misali çocuklu ailelerin en temel görevi mutlu ve hakiki insan olan çocuklar yetiştirmek olmalı bence. Bizden sonraya bırakabileceğimiz en büyük eser ve en büyük mirasımız bu olabilir ancak. Çünkü biz neysek çocuklarımız da o olacaklar. Tarlaya ekilen tohumlar gibi hakiki insan olarak yetişen çocukların oluşturacağı bir dünya, dünyayı cennet kılacaktır.

Peki ailelerin hakiki insanlar yetiştirmeleri ne demek?

İyilik, doğruluk, güzellik ve adaletle yaşayan, adap, edep ve güzel ahlakla davranan, bilgelik ile güç ve güzelliği birleyen insan demek bana göre. İnsan olarak doğmanın hakkını egosunu terbiye ederek veren, Hz.İnsan olarak yaşayan bir kişi olmak demek. Gölgesi olmadan yaşamak demek.

Aileler nasıl hakiki insan yetiştirirler peki?

Bu kısım belki de işin en zoru zira, insan sahip olmadığı bir şeyi paylaşamaz. O yüzden her şey insanın kendi egosunu fark edip, terbiye etmesiyle, gölgelerinden kurtularak bilge bir yaşam sürmesiyle olabilir. Bu konuda sorumluluk biz ebeveynlerde. Olmadığımız bir şeyi çocuklarımızdan isteyemeyiz. Bizde olmayanı onlara veremeyiz.

Kısacası her şey yine özfarkındalık ile başlıyor. İnsanın kendine AYNA tutması ise en zoru. Hele bir de derinlere inip kendi kişilik maskeleriyle yüzleşip sonra da kendini değiştirmesi daha da zoru.

Bu zorluklar aşmanın tek yolu ise doğru ve güçlü bir motivasyondan geçiyor.

Eğer insan çocuk yetiştirmeyi biyolojik ebeveynlik yapmanın ötesinde kutsal bir vazife olarak görebilirsek o zaman biden sonraya en büyük mirası bırakabiliriz. Çocuk büyütmeyi bir zorluk ve mecburiyet olarak görmek yerine bu süreci biz ebeveynlerden daha ötede bilgi ve beceriye sahip, daha iyi, daha güzel bir dünya yaratacak olan insanları yetiştirmek olarak görürsek bir miras bırakabiliriz.

Bu bir vizyon ve bu vizyona inanarak yaşamak meselesi...

Biz ebeveynlerin yapabileceğimiz tek şey Allah’ın bizlere emaneti olan çocuklarımızın içlerinde zaten var olan Allah’ın isim ve sıfatlarını ortaya çıkararak insanlığa ve Dünyaya hizmet etmelerine koçluk etmek. Tüm iyilik, güzellik ve doğruluk zaten onlarda var, yeter ki bunları ortaya çıkarmalarına engel olmayalım.

En büyük eserimiz çocuklarımız ise ve onlar da özellikle ilk 7 yaş döneminde bizi modelleyerek öğreniyorlarsa, o zaman hemen şimdi işe koyulmalı ve kendi egolarımızla yüzleşip, kendi içimizdeki kelebeği bulmalıyız. Bizler kendi içimizdeki ışığımızı bulmadıkça başka mumları yakamayız. O yüzden içimizdeki ışığı, içimizdeki bize özel olan müziği bulalım önce.

 

Sevgiler,

Kenan

https://twitter.com/Naacel

https://www.facebook.com/public/Kenan-Kolday

https://instagram.com/naacel/

http://naacel.blogspot.co.uk/

http://www.felsefetasi.org/author/kenan-kolday

 

 

 

 
Toplam blog
: 245
: 1347
Kayıt tarihi
: 29.10.12
 
 

Çocukluğumdan beri kendimden büyük bir şeyleri arayıp durdum. Ve 1999 yılında yaşadığım şoklar il..